Yaşam

Serebral palsili bebek ikinci kitabını yazdı

Serebral palsili 15 yaşındaki Ömer Güngören, "Adaletin Güneşi-Hazreti Ömer" isminde ikinci kitabını kitapseverlerle buluşturdu.

Serebral palsili bebek ikinci kitabını yazdı
01-01-2022 12:35
Istanbul

Kalbinde 7 delikle, 24 haftalık yerine encam adım bellek kanamasıyla dünyaya mevrut Ömer Güngören, doğumdan sonraları 86 güneş dip bakımda kaldı. Yoğun görev tedavisi derhal sonra Güngören'e serebral palsi teşhisi kondu.

Halk ortada bellek felci yerine bildik bu hastalık, insanoğlu bedenindeki kasların hareketlerini ve bedenin duruşunu etkileyen ortak ekip fiziki engele yola açıyor. Bu tanının konmasının peşi esna Ömer, ayrımlı tedaviler gördü. Doktorların "ölümünü bekliyoruz" söylediği Ömer bebek, geçinme tutunarak, ehemmiyetli başarılara imza attı.

Ömer'in daha yaşına girmeden ailesiyle başladığı kutsi mekan ziyaretleri onu ilerleyici yaşlarda tasavvufa ve tarihe yöneltti. Küçük yaşlardan buyana görüntü gücünün kapılarını kapatmayan ve sınırlarını zorlayıcı Ömer Güngören, Kovid-19 salgını zımnında evlere kapanılan devirde kendini kitap yazmaya adadı.

14 yaşlarında kitap yazmaya başlamış bulunan Ömer, 2021 yılının başlangıcında evvela kitabı "Derviş Aldanması"nı yayınladı. Lise 2. derslik talebesi Güngören, Hz. Ömer'i anlattığı "Adaletin Güneşi-Hazreti Ömer" ünlü ikinci kitabını da tamamladı.

"Her güneş okumaya çalışıyorum"

Türkiye’nin en güre yazarlarından birisi bulunan Güngören, AA muhabirine, hayatı ve yazarlığa müteallik açıklamalarda bulundu.

Güngören, okumaya er yaşlardan itibaren başladığını söyledi.

Düzenli yerine kitap okumayı sürdürdüğü tamlayan Güngören, şunları söyledi:

"Bir derinti kitap okudum. Anneanneme kitap okuyordum. Geceleri yegâne başıma okuyordum, beğendiğim ve endamsız bulunan kitapları bitirmeden yatmıyordum. Macera, arada sırada evren klasikleri, Türk klasiklerini sıradan okudum. Jack London'un Beyaz Diş kitabını ortak gecede okuyup bitirdim. Küçük Prensi 3 kat okudum. Eski yazarlardan Ahmet Mithat Efendi'yi okumayı seviyorum. Felatun ile Rakım Efendi kitabını okudum. Jön Türkler isminde kitabına başladım. Batı ve şark sentezinin hazzını tatmış ortak okurum. Her güneş okumaya çalışıyorum. Tarihi şahsiyetlerin yaşamını okumayı seviyorum. Abdülhamit Han'a hususi ortak ilgim var. Yazarlara, yazmaya ve okumaya bedel ortak insan. Çok zeki, dinene müteallik adeta ortak deha."

Kitap yazmaya evvela kat 14 yaşlarında başladığını kaydeden Güngören, şimdi geçmiş endamsız skeçlerini ise babasına yazdırdığını anlatım etti.

Annesinin, kitap yazmaya yönlendirdiğini özetleyen Güngören, babasının da bu mevzuda aşırı dayanaklık buyurmak verdiğini söyledi.

Güngören, yazdığı evvela kitabın ortak hikâyeleme bulunduğunu belirterek, "10 Eylül 2020'de şeb vaktinde evvela kitabımı yazmaya başladım. İlk kitabım eşkıyaların ortamında muammer ortak insanın eşkıyalardan kaçarken dergahı bulması, oranın şeyhiyle elleme dost olması ve aldanan dervişleri dergaha arka döndürmesini içeriyor. Şeyhinden müsaade alarak bambaşka ortak biçimde dergah açması ile bahtiyar sonla bitirdim." dedi.

"Bu kitabı yazarken derinliğine tetkikat yaptım"

Son kitabının ise Hz. Ömer üzerine bulunduğunu anlatım fail Güngören, şöyleki bitmeme etti:

"Kitap, Hz. Ömer'in gençliğinden, cahiliye Mekkesi'nde Peygamberimize nübüvvet verilmeden evvela başlıyor. Asr-ı Saadet'in evvela fasıl Müslümanların yaşamış olduğu o elleme dönemin etraflıca anlatımına özen ediyorum. Müşriklerin tutumundan, evvela Müslümanların yaşamış olduğu zorluklardan bahsediyorum. O sürecini savaşlarından , Bedir, Uhud, Hendek ile Hudeybiye anlaşmasının sıralamasına özen ederek yazıyorum. Halife seçimine, muhaceret konusunu da değiniyorum. Hz. Ebubekir'in halifeliğine ezcümle değindim. Hz. Ömer'in halifeliğini, kişiliğini anlatıyorum. Bu kitabı yazarken derinliğine tetkikat yaptım. Hz. Ömer'in yaşamış olduğu topraklara gitmiş ortak insanoğlu olmanın verdiği ortak bilgelik de var. Bu yaşıma genişliğinde bulunan eksiksiz detayları harmanladım. Çok da emeksiz olmadı bu bilgeleri harmanlamak."

Güngören, okuyuculardan müspet yorumlar da aldığını söyledi.

"Allah'ın rızasına müstahak edinmek istiyorum"

Yazmayı aşırı sevdiğine aksan karşılayıcı Güngören, "Yazmak beni rahatlatıyor açıkçası. Yazarken devlet duyuyorum. Yazdığım gelişigüzel kitabın, çektiğim dizinin ve filmin şahıslara ortak ileti vermesini istiyorum. Allah'ı ve müşterilerini bahtiyar buyurmak istiyorum. Allah'ın rızasına müstahak edinmek istiyorum." dedi.

Güngören, akranlarına, gitgide yönelecekleri mesleklere şimdiden tedarik yapmaları tavsiyesinde bulunarak, gençleri teknolojiye gereğinden ortak tomar sayaç harcamamaları dair uyardı.

"Derviş Aldanması kitabımın film yapılması isterim"

Yazarlığın birlikte üçkâğıtçılık da gerçekleştirmek istediğini dile getiren Güngören, "Yapımcılık da gerçekleştirmek istiyorum. Komedi ve gün dizelerinin senaryolarını savsamak istiyorum. Derviş Aldanması kitabımın film yapılması isterim. Derviş Aldanması'nda aşırı elleme filmlik ortak özellik var. Bollywood sinemasına aşırı meraklıyım." dedi.

"Olabilecek en elleme evlatlardan"

Anne Pınar Güngören de, Ömer'in az buçuk canı tez ve ateşli ortak yapısı bulunduğunu söyledi.

Oğlunun kıraat ve yazmaya bulunan ilgisine yer veren Güngören, Ömer'in zamanı yerleri, müzeleri, film setlerini gezmeyi ve yüzmeyi aşırı sevdiğini anlatım etti.

Ömer'in kimi dizelerde küçük rollerde oynadığını tamlayan Güngören, şunları kaydetti:

"Ömer izlediği saf ve filmlerden sonraları kendisi de kurgular yapıyordu. Sonra 11 yaşlarında babasından skeç yazmasını istedi. 100 parçaya yakın, sayfalarca ona yazdırmıştı. Sonra arkadaşlarına roller verip, onlar da evlerinde tasrif yapmış olup kesyap yapmıştı. Sonrasında yazmayı düşünücü müsün sanarak sormuş oldum ve doğrudan yazmaya başladı. 14 yaşlarında yazmaya başladı. Bu yaz başlangıcında Hz. Ömer'e dip merakı vardı. Sonra da onu yazdı."

Pınar Güngören, Ömer'in nazar boncuğu devir çıkarlarını üzmediğini anlatım ederek, "Olabilecek en elleme evlatlardan. Çok parlak ortak kalbi var. Çok merhametlidir, aşırı duygusaldır. Büyüklere aşırı düşkündür. 98 yaşlarında yaşamda bulunan anneanneme ayrı ortak hayranlığı var. Onunla aşırı sayaç geçirmeyi sever. Kendi anneannesiyle de ayrımsız şekilde. Küçük yaşlardan buyana Medine'ye giderdik, bebekliğinden buyana Efendimize ayrı ortak düşkünlüğü var. Çok seviyor oraları." halinde konuştu.


SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?