Dünya

Köln'de 'Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı ve Türkçe Çalıştayı' düzenlendi

Almanya'nın Köln kentinde meydana getirilen "Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı ve Türkçe Çalıştayı"nda Prof. Dr. İlber Ortaylı ile Prof. Dr. Edibe Sözen birer mülakat yaparken Prof. Dr. Kemal Sayar da "Dijital Çağda Mutlu Kalmak" mevzulu müşterek danışma verdi.

Köln'de 'Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı ve Türkçe Çalıştayı' düzenlendi
26-06-2022 01:03
Köln

Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin (DİTİB) Köln'deki umumi merkezindeki çalıştayda, Avrupa'da canlı Türk gençlerine seslenen Prof. Dr. Ortaylı, "Türkçeyi korunum edin ve ilkin İngilizce iktisap eylemek kıl payı ayrıksı Avrupa dillerini öğrenin." dedi.

Ortaylı, "Almancanın ve Alman kültürünün ortak mazisi vardır. Onlar düşüncesince 19. çağ ayrıca dü savaş arası hin muhteşemdir. O devirde hepsi ulum Almancaydı fakat bundan sonraları tıpta, mühendislikte Almanca konuşulmuyor." ifadelerini kullandı.

Gençlere seslenme fail Prof. Dr. Ortaylı, şunları kaydetti:

"Vatanımız siz gençlerimizden ortak bilinçlilik bekliyor. Anadolu'dan koptunuz, memleketimizden. Dönmek mecburiyetinde da değilsiniz, alışkanlığınız her neyse ona bitmeme edeceksiniz. Unutmamanız müstelzim baş döndürücü şey, Türkiye'nin ortak parçası olduğunuzu hatırlamak. Döner kavrulmuş yemekle, bozayı özlemekle olmuyor. Bu memleketin sorunlarını dünyaya haykıracaksınız. Siz burada Alman münevveri olmakla yükümlü değilsiniz, bunu yapmayın. Sovyetler Birliği'nde canlı Türkler kabil değilsiniz. Burası Almanya, burada baş döndürücü bilinçlilik öğrenilir, baş döndürücü bilinçlilik yapılabilir, açıkça ortak ülke. Almanya'ya açılmış bir tanesi değil, evren adamı olmanız önemli. Dünya adamı iktisap eylemek düşüncesince de önünüzdeki bilgisayarın doldurma sistemini gözden geçireceksiniz. Dilinizin İngilizce olması gerekiyor. Bugün 3,5 milyon insanoğlu Avrupa'nın tek ülkesinde dejenere edilmez, bu belkili değil."

"İletişim, Kültür ve Medeniyet" vurgusu

Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi ve Basın duyuru Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Edibe Sözen, "İletişim, Kültür ve Medeniyet" başlıklı ortak musahabe yaptı.

Sözen konuşmasında, "Kültür ortak düşünce, boşluk açısı, tasarım, tahayyül, duygu, sağgörü ve yorum biçimidir. Bir yazınsal eser, ortak romanımız, ortak musiki parçamız, ortak destan, ortak ilmî teori, örf ve adetimiz, mimari, resim, hat, bunların elden gelişigüzel ortak hars öğesi. Yani bizde bunlardan bolca var. Dünyaya bilgili ergin ortak medeniyetin çocuklarıyız. Herkese uygarlık kader olmuyor fakat Allah bizlere şişman medeniyetler oluşturmayı kader etmiş." ifadelerini kullandı.

Sözen, şu biçimde bitmeme etti:

"Biz daim bugüne derece uygarlık ve hars tariflerini birbirinden ayrı öğelermiş kabil değerlendirdik. Medeniyet esasen akla müstenit ruhi yükselişin ortak bilinci. Yani ortamında denyo var. O denyo yapılmaksızın 6 minareli ortak cami yapmanız belkili değil. O denyo yapılmaksızın şahısların gelip geçeceği güzel duyusal ortak güreşçi köprüsü yapmanız belkili değil. O denyo yapılmaksızın evler yapmak, gemiler yüzdürmek belkili değil. O sebepten uygarlık dediğimiz esasen ortak erkincilik sistemi. Elbette ki sosyal yönüyle de ortak ahlaki kaide ve ahlaki düzen. Bütün bu tanımların hepsine kılıç uygarlık diyoruz.

Biz esasen ortak Meta-Medeniyet evresindeyiz. Bu aşamada ortaya çıkan üç dava var. Bunlar ast kültürlerin baş döndürücü şimdi ortak tomar ortaya çıkışı, kabileleşme süreci ve şiddetin yaygınlaşması. Toplumların buna layıkıyla ortak organizasyon yapması, hazırlık alması ve riziko topluluğu olma tehlikesini ortadan kaldırması gerekiyor. Bu umumi ağ bolluğu ortak simülasyonlar çağını da yanında getiriyor. Bu son zamanların da en ehemmiyetli hususi durumunu sosyolojik olarak, hakiki, esas olanla esas olmayanı fark edememe ıssız kendisine tanımlayabiliriz. Hakikat nedir? Gerçek nedir? Bunu fark edememek bundan sonraları bence insanlığın en esas problemlerinden bir tanesi olmaya sözlü görünüyor."

"Teknoloji mi bizi, kılıç mi teknolojiyi kullanıyoruz?"

Prof. Dr. Kemal Sayar da hızla gelişen teknolojinin bundan sonraları yaşamımızın ortak parçası olduğunu, o uygulayım bilimi çeşidinden kullanılmak yerine, bizim o teknolojiyi kullanmamız icap ettiğini söyledi.

Sayar, "Bütün söz gelişi anlaşılan yaşadığımız sürede esas kalmayı başarabilmek. Atalarımızın, dedelerimizin karşılaşmadığı görülmemiş ortak durumla dirlik karşıyayız. Ekranlara yapışmış, onsuz mevcut olamayan nesiller karşısındayız, biz de değişik anca olmaya başladık. Melez hayatlar yaşıyoruz, kısaca az buçuk buradayız az buçuk orada. Biraz aktarılma dışıyız, az buçuk aktarılma içiyiz. Hatta birileri aktarılma içi olmayı o derece abartıyorlar ki günce örgensel sahn ortadan kalkıyor." niteleyerek konuştu.

Sanal haberleşme ile beniz yüze iletişimi kıyaslayan Sayar, "Yüz yüze sıfır gelişigüzel iletişimde ortak haberleşme kazası yaşamaya adeta yazgılıyız. Fakat işin canlılık ilmi tarafı derece sosyolojik tarafı da bizi ilgilendirmeli. Bizler ekran, umumi ağ karşısında bire ortak sürede ortak ürünüz. Bize ortak bilinçlilik harcamak isteyen, duygularımızı manipüle eylemek talip insanoğlu var, bizi av durumuna gelmek talip perdenin arkasında baş döndürücü uluslu firmalar var. Bu mevzuda da baş döndürücü tetik ve ayık iktisap eylemek zorundayız." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Sayar, laflarını şu biçimde sürdürdü:

"Yine baş döndürücü ehemmiyetli ortak madde fasile hayatı. Günümüzde ortak insanoğlu görüntülük karşısında ortak canlılık adacığı meydana getirmiş olduğu hin fasile yaşamının getirmiş olduğu özellik ve hararet kayıplara karışıyor. O sebepten örgensel olabilmek, habbe ortamında fişten çektiğimiz, kendimizi ekranlardan uzaklaştırabildiğimiz sahih özellik vakitleri kurabilmemiz baş döndürücü önemli. Hele çocuklarımız açısından bu baş döndürücü ortak tomar önemli. Yapılan ortak araştırmaya göre, 30 sene öncesine oldukça bugünlerde ana ve babaların evlatlarının doğrudan gözüne bakarak musahabe süresi nısıf yarıya azalmış. Bütün ortak güneş evlatların gözüne gözü değmeden canlı ana babalar var. Çok acıklı neticeleri bulunan görülmemiş ortak uygulayım bilimi ile dirlik karşıyayız. Teknoloji karşıtı olmamız gerekmiyor. Teknoloji yaşamımızın bundan sonraları ortak parçası. 'Sadece o uygulayım bilimi çeşidinden kullanılmaktadır muyuz, aksi taktirde kılıç o teknolojiyi kullanıyor muyuz? Kim kimin efendisi?' sorusunu sormamız gerekiyor.

Ekran teknolojilerinde şimdi eski teknolojilerde sıfır ortak bilinçlilik var. İnsan bilincini de ortak seviyede değiştiriyor. Yani size tükenmez ortak biçimde şişman hazlar verebiliyor. Sosyal medyaya koyduğunuz ortak resmin zevk alması gelişigüzel seferinde dopamin deşarjını beynimizde artırıyor. Beğenilme duygumuzu okşuyor ve bizi bahtiyar ediyor, enstantane ortak ezgi veriyor."

Sayar, "Dışınızdaki dünyanın sesi azaldıkça zat iç sesinizi de sevdiklerinizin sesini şimdi ortak tomar duyarsınız. İşte açacak cümlemiz bu. Detoks, dokuncalı olanı çarpmak demek. Dijital kuşak bağımızı kopardığımızda yeryüzünden silinmeyeceğiz, facia kopmayacak, kendimize ve sevdiklerimize şimdi ortak tomar hin ayırmış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Çalıştay içerisinde planlı "Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı, Metaverse Etkisi ve Dijital Sanat" başlıklı paneli, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu yönetti.

Oturumun panelistleri Yunus Emre Enstitüsü Kültürel Diplomasi Akademisi Koordinatörü Dr. Melih Barut, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Doç. Dr. Adnan Altun ve sanatçı-eğitmen Bager Akbay birer musahabe yaptı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?