Politika

Bakan Soylu'dan İBB Başkanı İmamoğlu hakkında davaya bağlı açıklama

İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun YSK üyelerine hakaretten yargılandığı davaya ilişkin, "İçişleri Bakanlığı ve ilişkin tek ünitesi bu sorun ile hukuken ilgilendiren değil." açıklamasında bulundu.

Bakan Soylu'dan İBB Başkanı İmamoğlu hakkında davaya bağlı açıklama
13-11-2022 05:06
Ankara

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaretten yargılandığı davaya ilişkin, "Bana açık müşterek sorun değil. Benim açtığım müşterek sorun da değil. Hatta İçişleri Bakanlığı ve ilişkin tek ünitesi de bu sorun ile hukuken dayalı değil." açıklamasında bulundu.

Soylu, içtimai iletişim araçları hesabından "hukuk cambazlarına cevap" notuyla paylaşmış yer aldığı videoteyp mesajda, "Sözünü bil pişir, ağzını der, devşir." deyişini hatırlattı.

Sözün kıymetiyle dayalı Türk kültüründe katı baş döndürücü ifadenin bulunduğuna ayraç fail Soylu, bu nasihatlere kulak asmayanların ağızlarından çıkan sözlerden tevlit etmek düşüncesince iri telaşe zarfında olduklarını söyledi.

"Basın açıklamaları yapıyorlar, mahkemeler basıyorlar, duruşma salonları uğrunda canlı çağrısı yapıyorlar. Hakimlerimizi, doğruluk sistemimizi ve davayı etkilemeye çalışıyorlar." diyen Soylu, bunun açıkça müşterek hukuksuzluk bulunduğunu dile getirdi.

- "Sokaklara şahsımı maksat düzlük ismim bağlanmış afişler asıldı"

Bunu yapanların henüz da gelecek gittiğini tamlayan Soylu, bugüne denli örneği yepyeni müşterek halde mahkemede bitmeme fail müşterek sorun düşüncesince sokaklarda şahsını maksat alan, adının bağlanmış yer aldığı afişler asıldığını anımsattı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 4 Kasım 2019'da icra ettiği müşterek açıklamada kullandığı "Tam da aha 31 Mart'ta tarzı bozma edenler ahmaktır." ifadesi zımnında üzerine YSK üyelerine hakaretten sorun açıldığını hatırlatan Soylu, seçimlerle dayalı herhangi müşterek ayrışık kararın YSK kabilinden verildiğini vurguladı.

Kullanılan ifadenin muhatabı YSK kabilinden mevzunun yargıya taşındığını bildiren Soylu, şu ifadeleri kullandı:

"Şunun bilinmesini istiyorum ki Süleyman Soylu olarak, bu davanın tek durumunda davalı, davacı, müdahil, şikâyetçi yahut apayrı müşterek sıfatla bulunuyor değilim. Bana açık müşterek sorun değil. Benim açtığım müşterek sorun da değil. Hatta İçişleri Bakanlığı ve ilişkin tek ünitesi de bu sorun ile hukuken dayalı değil. Ancak bu davanın yargılaması esnasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, sorun konusu ifadesiyle şahsımı, doğrusu İçişleri Bakanı'nı kastettiğini söylemiş, doğrusu hakareti bana yöneltmiş. Ben de kendisi üzerine bu ifadesinden ötürü başkaca müşterek şikayette bulundum. Bu şikayet, YSK ile bulunan davadan ayrı şekilde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında bitmeme ediyor."

Soylu, şu halde bitmeme etti:

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine icra ettiği hakaretin cezasından tevlit etmek düşüncesince hukuku kurnazca bu lafı bana dediğini anlatım ediyor. Oysa bu sözün söylendiği gün 4 Kasım 2019. Benim bu ifadeyi kullandığım tarihten kusursuz 2,5 sene sonradan doğrusu 30 ay sonradan hakkımda şikayette bulunuyor. Bir de namına Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaretten ötürü oluşturulan sorun tarihinden kusursuz müşterek sene sonra. Bunun adı, ahbaplık cambazlığıdır. Elbette ki tığ kendimize ilgilendiren şikayetimizi bitmeme ettireceğiz. Ancak, bu şahsın evvela kere icra ettiği müşterek iş değildir. Daha evvela de hatırlarsanız bu ülkenin müşterek amme görevlisine ağza alınmayacak müşterek meslek kurmuş, sonradan da bunu 'Basitlik dedim' diye çevri ika dolayısıyla gitmiştir. İstanbul'da kaymakamlık ve büyükşehir şehremaneti başkanlığı karşıcı birisinin tarzı bozma yetkisinin kimde bulunduğunu bilmemesi bahis konusu değildir. Kamuoyunu da yargıyı da tabii kandıramazsınız. YSK ile bulunan meselesini yapamayacığını anlar anlamaz ve buradan müşterek ukubet kabul ika ihtimalini görür görmez mevzuyu İçişleri Bakanı'na bağlamaya çalışmak, duruşma salonunun önüne kalabalıklar çağırıp yargıyı edisyon altında tutmaya çalışmak, bitmeme fail müşterek davayla dayalı duruşmadan kusursuz müşterek gündüz evvela İstanbul'u ve mahkemenin etrafını isimlerimin yazdığı ve asılsız hata müşterek baş döndürücü cümlenin arasında bulunmuş yer aldığı afiş ve bilbordlarla donatmak, mağdurluk ardında koşmak, politika değil bitim sefirikebir masalarında yapılmış müşterek günindi kurnazlığıdır."

Türkiye'nin akıbet günlerde menus bulunmadığı vakalarla gönül rahatlığı karşıya bulunduğunu anlatım fail Soylu, demokrasiye, ulusal iradeye ve hukuka inanmayanların duruşma salonları basarak, hakimleri ve savcıları gözdağı ederek, mahkemelerin önüne kalabalıklar çağırarak adaletli yargılamayı etkilemeye çalıştıklarını belirtti.

Bakan Soylu, şunları kaydetti:

"Tam müşterek haftadır, tamamı fonladıkları iletişim araçları sabahtan akşama denli bu işe tahsis edilmiştir. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerine 'kimyasal silah' iftirası atanlar, polise ve jandarmaya 'uyuşturucu' iddiası atanlar, zat devletine, zat kurumlarına göstermediği nezaketi ve saygıyı elin oğluna elin kapısında göstermektedirler. Her bilinçlilik milletimizin gözü uğrunda hareket ediyor. Milli iradeyi, siyaseti, yargıyı, çıplak maşer bölgesini baskılamaya etkin bu gözdağı dilini reddediyoruz. Elbette ki sonucu özgür mahkemeler verecektir."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?