Konya
Dedesinin yönlendirmesiyle 1966'da daha 15 yaşlarında saat tamircisinin yanı sıra işi öğrenen Kalaycı, 1975'te dakika de çalışmış bulunduğu 10 metrekarelik öz dükkanını açtı.
Çevresinde işine bulunan sevdasıyla ve şehirde artan sonuç antika saat tamircisi şekilde tanıdık Kalaycı, mesleğine ve yaşama müteallik tecrübelerini AA muhabirine anlattı.
Kalaycı, 1970'li zamanlarda saat tamirciliğinin yeğleme edilen mesleklerden bulunduğunu belirterek, "Dedem okumamı istemedi. O gündüz düşüncesince bembeyaz şekilde tanıdık mesleklerdendi. Beni bu bölgeye yöneltti." dedi.
Zamanla mesleğin inceliklerini öğrendiğini vurgulayan Kalaycı, 9 sene sonradan öz dükkanını açtığını söyledi.
Çoğu saati onarım etmeyi tecrübe galat kanalıyla öğrendiğini özetleyen Kalaycı, "Mesleğini sevmezsen güzel olamazsın. Seveceksin ki güzel olacaksın. Burada onarım ettiğim bir aşırı saati ustamdan on paralık görmedim. Fakat saati elime aldım, 'Ya eş müşterek kuvvetli parçasından bunu bu bir vaziyete getirmiş. Ben işlenmiş ürünün tamirini hastalık yapamayayım.' dedim. Bu işi ego ustalardan öğrenmedim. Merak ettim, anca öğrendim." niteleyerek konuştu.
Her saatin kendine özgü nitelikleri olduğuna yer veren Kalaycı, onarım etmiş bulunduğu herhangi müşterek saat mekaniğinin gizemi çözülecek müşterek peçe kadar iptila uyandırdığını tabir etti.
Tamiri ağır antika saatler vardığında ayrı müşterek cümbüş yaşadığını tamlayan Kalaycı, derinlemesine müddet uğraştığı saatlerden şimdi baş döndürücü afiyet aldığını söyledi.
Kalaycı, 1500, 1600'lü zamanlarda işlenmiş saatlerin tamire geldiğini anlatarak, "Eski saatlerin parçaları olmadığı düşüncesince kimilerini elde yaparız. 1600'lü zamanlarda imal edilen saatler geliyor. Parçasını hatırlamak imkansız. 2-3 çarktan dünkü müşterek çark yapıyoruz. Bazen dava çıkarsa da çalıştırıyoruz şükürler olsun. 100 yaşındaki adamla 18 yaşındaki müşterek dilaver müşterek olabilir mu?" dedi.
"Bizim meslekte sabretmezsen olmaz"
Kalaycı, arada müşterek tek numara saat düşüncesince günlerce uğraştığını ama mesleğini sevilmiş bulunduğu düşüncesince sabırla himmet verdiğini vurguladı.
Eski saatlerin nice parçasının az geldiğini dile getiren Kalaycı, şunları kaydetti:
"Bakacaksın az buçuk kafayı çalıştıracaksın, esbak gördüklerinle karşılaştıracaksın, derken yapıtı meydana çıkaracaksın, bütünü bu. Bizim meslekte sabretmezsen olmaz. Saati sabahleyin söküyorsun, akşama bitiremiyorsun. Bazen iş yaparken telefon nüans bakmam. Çünkü bıraktığın zaman bire müşterek yerden başlayamazsın. Sil yeniden müşterek daha. Eski saatlerin hakkıyla eline aldığın zaman müşterek ayrıksı bulunduğunu görüyorsun. O saatlerde işçilik, görk ve himmet var. Biz de mesleğimize himmet verdiğimiz düşüncesince emekle meydana getirilen saatleri baş döndürücü seviyorum. Adam çarpıcılık olmadığı zaman saat yapmış, onarım etmiş. Bu himmet vererek oldu. İnsan kesinlikle ona bakmaz? Ben beğeni alıyorum. Şimdi tornadan çıkmak saatler önümüze geliyor, ego ondan kesinlikle beğeni alayım? İşçilik, el emeği, menfez nuru yok. Bazı araba inşası birinci sınıf saatler de mevcut tabi, onlardan da beğeni alıyorum. Zevkler ve elvan tartışılmaz."
Kalaycı, mesleği iptila fail ve yapmayı düşünen gençlere, "Saati, elinize karşı hazırlamaya çalışın, kırın yanıma eş size sefer göstereyim. İnsan istedikten sonradan herhangi müşterek bilinçlilik başarılır. Sadece isteyeceksin. Mesleğinize bedel verin, sabredin ve en güzelini hazırlamaya çalışın. İnsan yazık yapar, falsosuz köle olmaz." niteleyerek seslendi.
Bir müşterisinin onarım edilmesi düşüncesince getirmiş bulunduğu saati almaya gelmediğini dile getiren Kalaycı, "30 senedir sağlık de namına veririm." düşüncesiyle saati taktığını söyledi.
Kalaycı, ömrü yettiği sürece candan ilişkin bulunduğu zanaatını sabırla ve dostlukla sürdüreceğini laflarına ekledi.