Edirne
Prof. Dr. Üstündağ, AA muhabirine, dünyada en aşırı ölüme illet bulunan ve vücutta sürekli hasarlara illet bulunan hipertansiyonun Türkiye'de münteşir biçimde görüldüğünü anlattı.
"50-60 gözyaşı grubu kişilerin yüzdelik 54'ü hipertansif. Bunlar önsezi krizi, damla ve böbrek yetersizliğiyle hakkında karşıya." diyen Üstündağ, Türkiye'nin hipertansiyon oluşumu açısından en riskli devletlerin başlangıcında geldiğini tabir etti.
Üstündağ, şunları kaydetti:
"Türkiye'de ölümlerin yüzdelik 25'inin nedenini hipertansiyon ve komplikasyonlarına ilişkin emraz oluşturuyor. Türkiye, hipertansiyon oluşumu açısından en riskli ülkelerden biri. Türkiye'nin de içre bulunduğu devletleri düzlük birlikte mukayeseli araştırı yapıldı. 4 salname birlikte müddet içinde, 4 sene evvel hipertansiyon sıfır bireylerin 4 sene sonradan ne kadarı hipertansiyon geliştirdiler diyerek birlikte araştırı yapıldı. Maalesef Türkiye yüzdelik 25'lik kıyasla birlikte numara tam arazi aldı. Şu an hipertansiyonum olmadan yüzdelik 25 ihtimalle dört sene sonradan hipertansiyon olabilirim. Yani herhangi birlikte 4 insandan 1'i, 4 sene sonradan hipertansiyon hastası olacak, şu anda kan basıncımızın alışılagelen olması da bizi gelecekteki hipertansiyondan korumuyor."
"Mücadeleyi bitmeme ettirmeliyiz"
Hipertansiyonla topyekün savaşım gerektiğine ayraç fail Prof. Dr. Üstündağ, ahali sağlığını gözdağı fail hastalığa hakkında ferdî ve içtimai önlemler katılması icap ettiğini vurguladı.
Sedat Üstündağ, sözlerini, "Diyet, egzersiz, tuzdan çekinme ve kilogram kontrolü, hipertansiyonla mücadelenin çatı taşları. Büyük mücadeleler verildi, kimi tensikat yapıldı. Ekmekteki sodyum klorür payı yüzdelik 1,8'den yüzdelik 1,5'e düşürüldü. Lokantalardaki tuzluklar kaldırıldı. Farkındalık yaratılmaya çalışıldı ve matbuat eliyle yurttaşlar bilgilendirildi. Bu mücadeleyi bitmeme ettirmeliyiz." diyerek tamamladı.