Merkeze ilişkin Andon adına bildik Küçükçayır köyünün gezim destinasyon projesi çerçevesine alınmasının arkası sıra Andon suyu adına bildik suyun bu destinasyon içine katılması gibi analizi yapıldı. Yapılan analizde sudaki sıçanotu payı 27 büküm birlikte tomar çıktı. Bunun ilişkin İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri kabilinden suyun yanına tüketilmesinin sağlığa makul bulunmadığı anlamında uyarma levhası asıldı. Yıllardır şifalı sanarak içilen hayrata Rize İl Sağlık Müdürlüğü kabilinden asılan "Bu suyun içilmesi sağlık açısından makul değildir" yazısı birlikte müddet sonraları kimliği belgisiz insan yahut şahıslar kabilinden yerinden söküldü. Bölge halkı Andon suyu adına bildik suyun ağılı olmadığını, senelerce buradan içilen suyun tek kişiye dokunca vermediğini inatla savunurken, suyun akmış olduğu alanda birleşen yurttaşlar tepkilerini suyu içmeye bitmeme ederek gösterdi.
"Biz bu suda sıçanotu filan olduğuna inanmıyoruz"
İnsanların 150 senedir ‘zehirli' denilen sudan içtiğini, elan ilk hakeza birlikte şeyin ortaya çıkmadığını tabir fail bölgedeki pres sahiplerinden Şemsettin Manavracı “Bu suyun böbrek taşlarına, kuma, egzamaya dobra geldiği raporda yazılı. Kadın rahatsızlıklarına dobra geldiği de yazılı. Biz 40 senedir işletmeciyiz. Bugüne derece on paralık hakeza birlikte bilinçlilik bahis konusu olmadı. Şimdi çabucak hakeza birlikte bilinçlilik çıkması bizi üzdü. Buraya 24 vakit gidip mevrut insanoğlu oluyor. Çok şişman tepkime oldu. Birisi de gelip tabelayı almış buradan. Kimin aldığını da bilmiyoruz. 5-10 sene ilk bizlere bası yaparak burayı bizim elimizden kabul etmek istediler. O baskıya günah eğmedik, demin de hakeza birlikte bilinçlilik oldu. Biz bu suda sıçanotu filan olduğuna inanmıyoruz. Eğer var ise 150-200 senedir hastalık kişilere söylemediler. 150 senedir bu su burada akıyor, burada ölen olmadı. Bugüne derece ne öleni gördük ne dokunca göreni duyduk. Burada birlikte düzen dönüyor lakin anlamış değiliz. Gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Biz bu tahlilin asıl olduğuna inanmıyoruz ve apayrı birlikte ilde çözümleme yapılmasını istiyoruz” dedi.
"Bu su 1972'de çözümleme edilmiş ve tahlillerde tek başağrısı bulunmadığı belirleme edilmiş"
Yapılan tahliller kararında içinde 10 mikrogram/litre sıçanotu olması gerekirken 27 büküm fazla; şu demek oluyor ki 273,43 mikrogram/litre çıkan suyun 50 sene ilk de çözümleme edildiğinin altını çizen Hüseyin Yıldırım ise “Bu su 1972'de çözümleme edilmiş ve tahlillerde tek başağrısı bulunmadığı belirleme edilmiş. Şimdi buraya gelip bu suyun arsenikli bulunduğunu belirleme etmişler. Bizde buna inanmıyoruz. Bizim derelerimize, natürel sularımıza dokunulmasını istem etmiyoruz. Bu sima sodalı su dediğimiz sulardan sahamızda baş döndürücü var. Bu sularımızın nemli insanlarımıza onma getirdiğini biliyoruz. Büyüklerimiz bu sudan sonsuz içti, şimdiye derece birlikte bilinçlilik olmadı. Biz birlikte getirim düşüncesince buraya karışma edildiğini düşünüyoruz. İlerisinde tek yerleşme noktayı bulunmadığı düşüncesince ulama olabileceğini düşünmüyoruz. Biz bu suya karışma edilmesini istem etmiyoruz. Daha dobra birlikte yerden çözümleme alınıp baştan tetkik yapılmasını istiyoruz. Bu suyu alıp buradan eve getirmeye kalktığımızda suyun buradaki keyfi ile bire birlikte olmadığını biliyoruz. Biz bu sudan içiyoruz ve içmeye de bitmeme ediyoruz. Bölge insanı da içmeye bitmeme ediyor. Bu bölgedeki insanoğlu bu suyla mutlu” ifadelerini kullandı.
Ali Maşalacı-Hasan Fehmi Demir
