Ankara
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) Ankara Hamamönü'ndeki ofisinde çalışmasını sürdüren camia üyeleri ve Sanat Yönetmeni hür Ahmet Şarman, AA muhabirine çalışmalarını anlattı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Müziği Korosu'nda anayasa sanatçısı Şarman, kestirmece 1 senedir Türkiye'de okuyan 30 ecnebi öğrencinin katılmış bulunduğu Uluslararası Sanat Topluluğu'nun da konuşma yönetmeni ve şefi şekilde çalışıyor.
Topluluk üyelerinin sanatın nice dalında etkin eşhas olduğunu, bazılarının sanatkâr seviyesinde bulunduğunu tamlayan Şarman, "Türk Sanat Müziği, islam gizemciliği musikisi ve el müziği ile devir kurnaz aktüel musiki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Koro üyeleri ortada çalgı aleti çalmayı burada öğrenenler var. Ut, putrel ve dizem derslerimiz oluyor. Ayrıca çalgı aleti çalmayı bilenler de var." ifadelerini kullandı.
Şarman, koronun repertuvarının genişlediğini ve dinleti vermeyi düşündüklerini belirterek "Bu çalışmalara neşet etmek benim düşüncesince aşırı kaygılandıran oldu. 'Acaba bilgilerimi metin biçimde aktarabilecek miyim' sanarak düşündüm. Fakat arkadaşların mevzuya vakıf olduklarını gördüm. Bu atmosferde kazanmak aşırı hoşuma gidiyor." sanarak konuştu.
Türk müziğinin birlikte firez aktarımı olduğuna dikkati çekici Şarman, "Çalışmalarımızın başlangıcında katılımcılar da yabancılık çekti, başarabilmek dair endişeleri oldu. Türk müziği meşk ile gelişir ve meşk usulü, bu arada şişman biçimde fiilen öğreniyoruz." dedi.
Şarman, camia üyelerinin islam gizemciliği musikisinde zorlanmadığını belirterek "Sanat ve el müziği icraları çetin bulunduğu düşüncesince onlar da zorlanıyor fakat gine de musiki kulakları bulunduğu düşüncesince akıbet aşama başarılılar." değerlendirmesinde bulundu.
"Türk müziğini hissederek beyan etmek icap ettiğini gördüm"
Toplulukta putrel ve kopuz arakçı Kırgız Umsunay Ömürbekova, 2017'den buyana Türkiye'de yaşadığını, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Genel Türk Tarihi bölümünde doktora yaptığını söyledi.
İlkokuldan buyana müzikle ilgilendiğini özetleyen Ömürbekova, "Kırgızistan'ın ulusal çalgısı kopuzu çalıyorum. Türkiye'ye erişince de bağlamaya iptila saldım ve putrel çalmayı öğrendim." ifadelerini kullandı.
Ömürbekova, Türk müziğinin namına çetin gelmediğini belirterek "Aslında müziğin kolayı ve zoru yoktur. İnsan hissettiği devir o zorlukları bırakmak ona beğeni verir. O sebepten halis muhlis müzikler bizim düşüncesince beğeni verici." değerlendirmesini yaptı.
Topluluk zarfında değişik ülkelerden müzikleri de denediklerini kaydeden Ömürbekova, "Günlük yaşamda çağdaş musiki dinlemeye alıştığımız düşüncesince konuşma toplumunda el müziği hesabına çalışınca benim açımdan aşırı değişik birlikte ajur açıldı. Daha beğeniyle ve hissederek beyan etmek icap ettiğini gördüm." sanarak konuştu.
"Müzik yeteneğim bulunduğunu bilmiyordum"
Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı efdal lisans talebesi Sudanlı İman Abdullatif de henüz öne on paralık ilgilenmediği müzikle Uluslararası Sanat Topluluğu'na katılmasıyla ilgilenmeye başladığını söyledi.
Bazı Türk müziği eserlerinin Arapça şarkılara benzediğini tamlayan Abdullatif, "Müzik yeteneğimin bulunduğunu bilmiyordum. Burada efdal lisans yaparken birlikte taraftan da çalgı aleti öğrenmeye başladım. Ut ve gitar eğitimi alıyorum." dedi.
Abdullatif, Sudan müziğiyle Türk müziğinin farklarına yer vererek dü ülkedeki udun birbirinden değişik bulunduğunu anlattı.
"Ritimler değişik gücün ayrımsız makamları kullanıyoruz"
Kosovalı Erdin Sadiku da Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Opera Bölümünde okuduğunu söyledi.
Koroya katılmasıyla Türk konuşma ve el müziğini henüz yakından tanımaya başladığını özetleyen Sadiku, Türk müziğinin Kosova müziğine benzediğini belirtti.
"Ritimler değişik gücün ayrımsız makamları kullanıyoruz. Bundan çevre Türk müziği çetin gelmedi ve aşırı sevdim." diyen Sadiku, en sevilmiş bulunduğu Türk Halk Müziği eserinin "Çanakkale" türküsü bulunduğunu dile getirdi.