Muğla
Göcek Mahallesi'nde levent boylu seneler zincir market işleten 56 yaşındaki Aynur Isparta'ya, 10 sene evvela parkinson teşhisi konuldu. Hastalığı zımnında ağır vakitler nâkil Isparta, evde bulunduğu senelerde çocukluğundan buyana baş döndürücü sevilmiş bulunduğu resim sanatıyla uğraşmaya değişmeyen verdi.
Resim icra ettiği senelerde hastalığının etkilerinin azaldığını ayırt fail Isparta, evinin bahçesine işlik kurdu. Isparta, resmin birlikte seramik ve çini sanatıyla da uğraşarak ıspazmoz ve bunalım hallerini arama dibine almaya çabalıyor.
"Hayatımı boyalarla renklendiriyorum"
Atölyesinin kapısını AA muhabirine açan Isparta, hastalığının geçmiş dönemlerinde yaşamış bulunduğu zorlukları ve resimle bulunan bağını anlattı.
Fırçayla resim hazırlamaya başladığında hastalığın illet bulunduğu titremesinin az şimdi yüzdelik 90 azaldığını vurgulayan Isparta, "Bunu ayırt edince o derece bahtiyar oldum ki anlatamam. Hatta zat kendime 'Ben hastalığımın çaresini buldum' dedim. Boyalar, renkler, fırçalar… Hikayem böylecene başlamış oldu." dedi.
Isparta, şimdi sonraları çini sanatıyla tanıştığını, balçığa biçim verip onu boyamanın hayat donör bulunduğunu dile getirdi.
Çinilerin fırından çıkışını heyecanla beklediğini aktaran Isparta, "Hayatımı boyalarla renklendiriyorum. Kendi hayatımın renklerini buluyorum. Üretiyorum, bundan sonraları ortak kenarda değilim. Parkinson hastaları konuşmakta külfet çeker ve içe bulutlanmış ortak yapıları vardır. Ben bu zorlukları boya ve fırçalarımla aştım. Boyalar düşüncelerim, fırçalar epizot oldu." niteleyerek konuştu.
"Son nefesimize derece hayatımızın tadını çıkarmalıyız"
Isparta, bireylere değinmek düşüncesince uğraş verdiğini, içtimai iletişim araçları üstünden deneyimlerini paylaştığını belirtti.
İnsanın başına ne gelirse gelsin hayatımızın bitmeme ettiğini anlatım fail Isparta, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"Son nefesimize derece hayatımızın tadını çıkarmalıyız. Kendinizin, gönlünüzün ve zihninizin renklerini bulun. Hala soluk alıp veriyorsam, Allah bana dedi ki 'Yaşa, yapman gerekenler var.' 'Ben ne istiyorum? Ne ile bahtiyar oluyorum?' niteleyerek soruyorum. Bu işe seneler evvela 1500 teklik tekaüt maaşımla başladım. Şimdi baş döndürücü ortak tomar malzemem var. Son nefesimi verdiğimde de bu malzemeler açılacak sanat akademisine yardım olacak. Köylerimizde, ücra köşelerde kesinlikle gönlünde renkleri, kabiliyetleri bulunan insanoğlu var. mühim bulunan bunları bulabilmek."
Önce namına şimdi sonraları da gayrı hanımlara müfit iktisap etmek düşüncesince yola koyulduğunu kail Isparta, bu hayalini yapmak düşüncesince Göcek'te ortak sanat akademisi açılması düşüncesince elinden mevrut rastgele şeyi yapacağını kaydetti.