Niğde
Niğdeli hayırhah Şahin Mercan, kısaca 30 sene evvela sarıklı adına atandığı Tunceli'de, kendisi denli yetim bulunan füru düşüncesince başlatmış olduğu selamet hareketini dakika Niğde'de sürdürüyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığında bilirkişi adına fariza önleyen 51 yaşındaki Mercan, AA muhabirine, babasının 1984'te ölüm ettiğini, 14 yaşlarında yetim kaldıktan sonradan ailecek ağır eyyam yaşadıklarını söyledi.
O yıllarda şahısların iktisadi gücünün bugünkü derece dobra olmadığını ve içtimai mevki anlayışının bu derece gelişmediğini tamlayan Mercan şu şekilde bitmeme etti:
"Ben gerekseme sahibiyim buyurmak de zordu. Biz hiç kimseye diyemedik. Rahmetli müşterek güreş hocamız vardı, o bizi yaşama hazırladı. Onun sebebiyle okuduk. 1991 senesinde Tunceli'de sarıklı adına göreve başlayınca elimize mülk geçti, 'Bunu yegâne başımıza harcamayalım, bizim denli büyüyen bireylere da el uzatalım.' fikri oluştu. Tunceli'de bu işe gelişmemiş başladık. Yetim çocuklarımıza acı sakız sığırtmaç armağanı, maaşımızla ne yapabilirsek, bazısına lahmacun ısmarladık, kimisinin gönlünü aldık, kimisine gazoz, çay ısmarladık. Ama asal işimiz onların okumaları anlamında tavsiyelerimiz oldu."
Tunceli'de fariza meydana getirdiği süreçte, hayırseverlerin desteği ile okuttukları nice öğrencinin şu anda onlarca yetime burs verdiğini dile getiren Mercan, o öğrencilerin arasından hukukçu, doktor, öğretmen, manşet ve iş adamları yetiştiğini aktardı.
Niğde'ye 1995'te atandıktan sonradan çevresinin genişlediğine ayraç fail Mercan, "Kömür, odun, besin verince bitiyor. Buzdolabı, çamaşır makinesi al, eskiyor. Her evden müşterek bebek okutmaya değişmeyen verdik. 2004-2006 yıllarında fariza önleyen Niğde Valisi Sebahattin Öztürk bizi tetikledi. Onunla beraberce çerçeveyi genişlettik. O tam Allah kader etti idarecilik görevine başladık, ayrımlı insanlarla tanıştık, iş adamları ile öğrencileri buluşturmaya başladık. Yetim öğrencinin IBAN numarasını, familya bilgisini alıyorum, burs verecek bireylere ulaştırıyorum. 50-60-70 derken dakika bakımından 578 çocuğumuza burs veriyoruz. Bunun 500'ünü Niğde merkezli müşterek şirket veriyor. 78 çocuğun burslarını ego ayarlıyorum." dedi.
"Yetim Eli angın müşterek topluluk kurduk"
Mercan, ev ziyareti yapmadan, adalet öyküsünü öğrenmeden hiç kimseye yardım etmediklerine dikkati çekerek laflarını şu şekilde sürdürdü:
"Evin niteliğine bakıyoruz, neye gereksinimi var ise belirliyoruz. Hasta, engelli, baş döndürücü bebek sahibi olup işini kaybeden bireylere da muvakkat yardım ediyoruz. İhtiyacını belirledikten sonradan bölük reisinden de müsaade alıyoruz, habbe biraz fotoğrafını çekip, içtimai medyadan paylaşıyoruz. Artık müşterek gönüllü, hayırhah veya müşterek öğrencimiz çıkıyor, 'Bunun gereksinimlerini ego karşılıyorum.' diyor veya 500, 1000 liralık gönderiyor. 'Yetim Eli' angın müşterek topluluk kurduk, IBAN numarasını veriyoruz, oraya gönderiyorlar. Evlerin çamaşır makinesinden buzdolabına, halıdan kilime, elektrikli süpürgesinden aş damı eşyalarına derece dört başı mamur gereksinimlerini tamamlıyoruz. Bunu da en baş döndürücü okuttuğumuz öğrencilere istinaden tamamlıyoruz."
Yaklaşık 15 gündüz evvela müşterek markete besin paketleri yaptırdıklarını ve 41 bin liralık borçlandıklarını dile getiren Mercan, Bor'dan müşterek hayırseverin arayarak "Niğde ve Bor'daki hepsi yetimlerin gereksinimlerini karşılamayı ego üstenme ediyorum, benim dışımda hiç kimseye gitmeyin." söylediğini ve borçlarını ödediğini anlattı.
"Her sene 500'e andıran burs bulduğumuz öğrencimiz var"
Mercan, İstanbul'dan müşterek esnafın da soba aldıkları iş hesabına bulunan 4 bin 150 liralık borçlarını ödediğini belirterek, "Şu anda 2 bine andıran okuttuğumuz, yetkilendirilmiş bulunan doktorumuz, öğretmenimiz, polisimiz, kamuda etkin insanımız var. Her sene 500'e andıran burs bulduğumuz öğrencimiz var. Bunlarla irtibatı kesmiyoruz. Ortaokuldan itibaren strateji ediyoruz. Okulda öğretmenleriyle, annesiyle görüşüyoruz. Eğitim tedris malzemesi gerekiyorsa onu tamamlıyoruz. Üniversiteyi kazanınca da okumasına asistan oluyoruz." diyerek konuştu.
Genelde doğrudan mülk katkısı almadıklarını tamlayan Mercan laflarını şu şekilde tamamladı:
"Özellikle evvel defa tanıştığımız insanlar, şişman meblağlarda yardım verecekleri zaman, onlara IBAN da vermiyoruz, 'Eşini de al gel, evleri gezdirelim, yardımını ondan sonradan yaparsın.' diyoruz. Para dağıtmaya ferdî adına karşıyız. Para kolaycılığı, istemeyi, dilenciliği öğretiyor. Balık tutmayı öğretmemiz lazım. İhtiyacı her neyse onu giderelim lakin ayaklarının üstünde durmayı onların öğrenmesi lazım. Bu açıdan habbe gelişigüzel ayrışık ihtiyacını mülk da karışma verirsek kılıç o eve 'Tembel ağırcanlı yaşa' mesajını veririz ki bu bizim çıktığımız yolla çelişir."
