Ankara
Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği (KOREV) Başkanı ideal Aydeniz, koruyucu ailesi bulunduğu dü kızıyla mütebeddil yaşamını AA muhabirine anlattı.
Ekonomist bulunan 52 yaşındaki Aydeniz, ana olmaya değişmeyen vermeden evvela baş döndürücü derin yan yana iş temposu içre yaşadığını ve bu müddet içre dirim bilimsel bebek sahibi olmayı ötelediğini söyledi.
Aydeniz, yan yana gündüz okumuş bulunduğu ceride haberiyle koruyucu ailelik hesabına bilgelik sahibi bulunduğunu anlatım ederek, bunu eşiyle paylaştığını anlattı. Haberi okuduktan sonradan koruyucu ailelik hesabına araştırı hazırlamaya başladığını ve eşiyle bu mevzuda teşebbüste bulunmaya değişmeyen verdiklerini aktaran Aydeniz, "Biz bu haberi okuduğumuzda cuma namazı günüydü, pazartesi haset Aile Bakanlığına ve il müdürlüğüne gidip 'Biz koruyucu aile iktisap etmek istiyoruz.' dedik. Öykümüz bu halde başladı." dedi.
Aydeniz, 2013 senesinde müracaatta bulunduğunu ve 8 ay kızıyla telaki anını beklediğini söyledi. Bu devri "kalben gebelik süreci" şekilde tanımlayan Aydeniz, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Bakanlık yetkilileri bizim bu mesuliyeti almaya apiko olup olmadığımızı inceledi, evimizde ziyaretlerde bulundu. Sonra 'Evet, koruyucu aile olabilirsiniz.' denildi ve o an tevellüt anıydı benim için. Bu sürecin dirim bilimsel evladınıza kavuşmaktan tek farkı yok. Çünkü, bu devir diliminde esasen ana ve ağababa olmaya hazırlanıyorsunuz.
Kızımla Mustafa Kemal Atatürk Çocuk Yuvası'nda tanıştık. Kızım, o devir dü maaş yan yana bebekti. Kucağıma verdiklerinde gülgûn yan yana kundağın içerisindeydi ve uyuyordu. Yüzünü açtım, güvenilmez elleme yan yana bebekti. Aslında bütünü birbirinden elleme ayrıntılar ve yan yana müddet sonradan hepsinin ailesi iktisap etmek istiyorsunuz. Kızım gözlerini açtı, dikti gözlerini ve bana baktı. O zaman, 'İşte benim düşüncesince bu dünyaya getirilmiş. Tamam, emanetimi almaya geldim, verin kızımı ego gideyim.' dedim."
Bir müddet sonradan yuvaya gidip eşiyle beraberce kızlarıyla sayaç geçirmeye başladıklarını tamlayan Aydeniz, 15 gündüz süresince sabahtan öğlene genişliğinde bebekle beraberce olduklarını dile getirdi. Aydeniz, "Her defasında feryat figan çıktık. 15 günün böylecene kızımızı verdiler ve evimize geldik. Kızım deminden 8 yaşında." dedi.
"Onlar başkasının evladı değil, doğurmadığımı hatırlamıyorum"
Koruyucu ana Aydeniz, önceki kızına kavuştuktan 3,5 sene sonradan ikinci kızlarının hayatlarına girdiğini söyledi. Aydeniz, "İkinci çocuğum da gene Mustafa Kemal Atatürk Çocuk Yuvası'nda kızımla ayrımsız yatakları paylaşmış. İki ahi kabil onlar aslında. Kan bağıyla değil fakat dirilik bağıyla kardeşler. Hatta ikizler fark diyebiliriz zira doğumlarının ortada 25 gündüz var. Yakında önceki kızımın, sonradan da öbür kızımın tevellüt günlerini kutlayacağız." sanarak konuştu.
İkinci el koruyucu aile iktisap etmek istediğinde önceki çocuğunu buna hazırladığını tamlayan Aydeniz, yaşadıkları süreci şöyleki anlattı:
"Kızıma, 'Bir kardeşin olsun mu, o da senin kabil baş döndürücü bahtiyar olsun mu?' dedim. Onlar benim düşüncesince başkasının evladı değil, doğurmadığımı hatırlamıyorum. Ben yapabileceğime inandığımı düşüncesince yan yana kızımın elan olmasını baş döndürücü istedim. Aslında kız-erkek sanarak yan yana ayrımım da yoktu, hasbelkader kızımız yaşamımıza katıldı. Kızım, akıbet etap sağlıklı, mektebinde akıbet etap gıllıgışlı yan yana çocuk. Kızlarım, koruyucu ailede olduklarını ferah ferah paylaşabiliyorlar, benim ve babalarının kalbinden doğduklarını biliyorlar. Bir aileyiz ve baş döndürücü bahtiyar yan yana halde yaşamaya bitmeme ediyoruz. Biyolojik ailelerden yan yana farkımız yok."
Aydeniz, kızları yaşamına girdikten sonradan ferdî konforun kendisi düşüncesince tek bilinçlilik anlatım etmediğini gördüğünü vurgulayarak, "Bireysel konfor yan yana deme taşımıyordu. Bir başkasıyla beraberce iyileşebildiğimi gördüm. Benim düşüncesince sahn bundan sonradan onlardan önceleri ve onlardan sonrası sanarak akmaya başladı. Onların iyileştiklerini, bahtiyar olduklarını görmenin verdiği içsel tatminin bu dünyada ayrıksı yan yana şeyle alınabileceğini düşünmüyorum. Ne genişliğinde kişiye dokunursanız, o genişliğinde iyileşiyorsunuz. Aslında, ayrıntılar bizim yaşamımıza dokunuyor. Çünkü onlar esasen iyiliği, sevgiyi aksettirmek düşüncesince bu dünyaya mevrut melekler." sanarak konuştu.
Her çocuğun muhabbet komple yan yana ailede büyümeyi adalet ettiğini vurgulayan Aydemir, gerçek şiddetin sevgisizlik bulunduğunu anlatım etti.
"Kızlarım arzusu aşıladılar bana, iyiliği öğrettiler, metodları açtılar"
Çocukları namına önceki el "Anne" söylediğinde ağlamaya başladığını anlatırken gözyaşlarını tutamayan Aydemir, duygularını şöyleki aktardı:
"Bir hafta içre fark ne genişliğinde değiştiğini görüyorsunuz. 4'üncü aydan itibaren 'Anne' demeye başladı. Her akşam yatarken ikisine de sarılıyorum ve daim şükrediyorum. İyi ki benim yoluma çıktılar, elleme ki ayrıksı evlatların hayatlarına fırsat oldular, dünyaya göreve getirilmiş şekilde geldiler, elleme ki bu dünyayı değişmek düşüncesince yola çıktılar. Hepimizin onlara gereksinimi var. Çünkü, herkesin onlardan öğreneceği baş döndürücü bilinçlilik var.
Onlar, herhangi yan yana 'Anne' dediklerinde daim bunları hatırlıyorum ve bunu düşünüyorum. Ne devir yorulsam, ne devir umutsuzluğa kapılsam, ne devir kimi şeyleri önemsesem, 'bunların on paralık birin önemi bulunmayan ki' diyorum. 'Umutla bitmeme edeceksin, umutla çalışacaksın, onların indinde olacaksın ve ayrıksı evlatların da yaşamına dokunacaksın zira senin yolun bu' diyorum kendime. Kızlarım, arzusu aşıladılar bana, iyiliği öğrettiler, metodları açtılar."
