İstanbul
Yaklaşık 3 ay evvela İstanbul'da göreve süregelen Kenan Poleo, Kıbrıs Türkü müşterek ailenin evladı adına Londra'nın güneyinde kozmopolit müşterek mahallede dünyaya geldi.
Babasının Kenan Pars'a hayranlığı zımnında "Kenan" adını verdiği Poleo; ablaları Filiz ve Gonce ile Kıbrıs'tan İngiltere'ye hicret fail kalaba ailesi ve dünyanın ciharıyek yanından değişik kültürlerle iç içe müşterek çocukluk geçirdi.
Poleo, Londra'nın güneyindeki mahallesindeki beyaz perdede önemsiz yaştan itibaren Türk filmlerini seyrederek ve Ajda Pekkan, Orhan Gencebay ve Bülent Ersoy kabil sanatçıların eserlerini kulaktan büyüdü.
Çocukluk çağında büyükbabası ve anneannesinden öğrendiği Türkçe ve değişik milletlerden oluşan dost ortamının motivasyonuyla lisans eğitimini evvela Akdeniz ve Afrika Çalışmaları, arkası sıra Türk Çalışmaları üstünde önleyen Poleo, Kıbrıs Türk Gençlik Birliği ve Ulusal Sağlık Servisi’nde (NHS) müşterek müddet çalıştıktan sonraları diplomasiye yöneldi.
Poleo, İngiltere'nin Lübliyana ve Berlin Büyükelçiliklerinde değişik kademelerde fariza yaptıktan sonraları "rüyalarımın şehri" söylediği İstanbul'a Başkonsolos ve Doğu Avrupa ve Orta Asya Ağı Ticaret Müsteşarı adına atandı.
"Benim Türkçem aş damı Türkçesi"
Ailesinin 1950'lerde Kıbrıs'tan hicret ettiğini özetleyen Poleo, "Annem ve babam aşırı gençtiler Londra'ya geldiklerinde, aynı zamanda parasızlardı. O vakitler sahn zordu İngiltere'de, rasizm da vardı. Kıbrıslı, Türk aileler, Afrika'dan aileler gelmeye başladı. Benim düşüncesince Londra da İstanbul da müşterek mozaik kabil zira Londra'da büyüdüğüm yerde dünyanın gelişigüzel yerinden insanoğlu vardı. Filiz ve Gonce isminde dü ablam var. Ben en önemsiz çocuğum. Biz evde İngilizce konuştuk. Dedem ve anneannemle Türkçe konuştum. Benim Türkçem aş damı Türkçesi. Aile dedikodusu gibi, ne mevcut ne namevcut o biçimde konuşuyorum. Benim Türkçem cafcaflı, süslenmiş Türkçe değil karı Türkçesi." niteleyerek konuştu.
Çocukluk yıllarının maddesel adına güç bulunmasına karşın kültürel müşterek bolluk boyunca geçtiğini özetleyen Poleo, şöyleki bitmeme etti:
"Güney Londra'da büyüdük, yakınımızda Türk sineması vardı. Oradaki filmleri de izlem ederdim. Kıbrıs'tan aşırı kalaba geldik. Halalarım, amcalarım, dayım, kuzenlerim gani bol. Yeni yılı, yılbaşını gelişigüzel devir beraberce kutlardık. Babamın dü dükkanı vardı, ego meslek çıkışı ve hafta sonları orada çalıştım. Evde göstergeç izleyeyim, dostlarımla oynayayım, on paralık olmadı. Babam "alışacaksın" dedi. O günlerde müşterilerle konuşurken beraberce enformasyon ihdas şansım oldu. Bu benim düşüncesince diplomatik müşterek kabiliyete dönüştü."
Poleo, meslek boyunca da Türk, Yunan, Arap, Afrikalı dünyanın gelişigüzel yerinden mevrut öğrenciler bulunduğunu dile getirdi.
"İngiliz, Türk ve Kıbrıs Türk kültürü alengir bizde"
Ailesinin Kıbrıs Türk kültürünü korumaya çalıştığını ve devir kurnaz Kıbrıs'a gittiklerini tamlayan Kenan Poleo, Londra'daki çaylaklık hatıralarını ve evvela Kıbrıs izlenimlerini şu laflarla anlattı:
"Küçükken Kıbrıs'a gittim. Çok şaşırdım zira orada sokakta enerjik zooloji vardı, enerjik tavuk, eşek. Annem ve babama 'Hadi otele gidelim.'diyordum. Ben Londra çocuğuydum. Düğünlere giderdik, karı dedikoduları benim düşüncesince daim aşırı ilginçti. Geçen hafta 10 yaşımda Fatma teyzemle düğünde raks ettiğim videomu gördüm, aşırı eğlendik. Biz evde bayramları da yılbaşını da kutlardık. Küçükken bayramlarda ana ve babamın elini öpünce dünyalık vereceklerini öğrendim. Her devir bayramları kutlardık. Yılbaşı kutlamaya bitmeme ediyoruz. Geçen sene kutlamadık lakin inşallah bu sene kutlayacağız. İngiliz, Türk ve Kıbrıs Türk kültürü alengir bizde."
"Ajda Pekkan’ın 'Petrol' şarkısını dinleyip oynardık"
Poleo, endamsız müşterek müddet evvela atandığı İstanbul'a evvela kere 18 yaşlarında geldiğini, kentteki kalaba ve gürültüden çevre "başının patladığını" tabir ederek, "Başım patladı zira Kıbrıs aşırı küçüktü. Buraya ulaşınca aşırı şişman ve kalabalık. İnsanlar misafirperverdi, Kıbrıs'ta da anca lakin burada müşterek başka. O nedenden dolayı aşırı sevdim. İkinci eğitimimi Türk Çalışmaları üstünde yaptım." dedi.
Başkonsolos Poleo, önemsiz yaştan itibaren Türk sineması ve müziğini candan izlem ettiğini anlatarak şöyleki bitmeme etti:
"Londra’da bizim kültürümüz Türk kültürüydü. Filmler örneğin, Gülşen Bubikoğlu, Orhan Gencebay, Bülent Ersoy falan...Babam Türk oyuncu Kenan Pars’ı aşırı sevilmiş olduğu düşüncesince ismimi Kenan koydu. Annem Yusuf bırakmak istiyordu lakin Kenan koymuşlar. Filmler, müzikler ağız ağıza Türk kültüründen geldik. Eurovision'da Türk sanatçıları desteklerdik. Ajda Pekkan'ın Petrol şarkısına bayıldık, evimizde dinleyip oynardık. Ajda Pekkan müşterek film yıldızı gibi, liet aşırı elleme lakin 15. oldu. O devir 10 yaşındaydım ve ayrımcılık bulunduğunu anladım. Müzik, konuşma gökçe yazın bütünü Türkiye’den geldi. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban kitabını sözlükle 1 senede okudum. O nedenden dolayı bu kültüre aşırı yakınız."
"İstanbul benim imge hedefimdi"
Poleo, lisans eğitiminin arkası sıra müşterek müddet terbiye ve keyif dalında çalıştığını, arkası sıra sınavla mutluluk memuru bulunduğunu ve diplomasiye yöneldiğini belirtti.
Slovenya ve Almanya'daki görevlerinin arkası sıra Berlin'de dü sene hâlâ kalması gerekiyorken İstanbul'u seçtiğini kail Poleo, atandıktan ahir evvela hislerini şu laflarla tabir etti:
"İstanbul benim imge hedefimdi. Seçme olacaktı, ego de burayı istedim. İki sene hâlâ Berlin’de kalmam lazımdı lakin buraya geldim, imge gibi. Çok şanslıyım. Bu imge bitmeme ediyor, mülevven müşterek rüya. Çok sevdim bu görevi. Her gündüz insanlarla konuşuyorum acemi şeyler öğreniyorum. İnsanlar girişimci, yenilikçi. Çok elleme enformasyon kuruyor, yolda 'Günaydın Kenan Bey' diyor. Burası mahallem gibi, İstanbul'da aşırı rahatım. Maalesef hoppadak 4 sene kalabilirim. Gitmek istemiyorum. 'Yarın ne yapacağım, doğacak hafta ne yapacağım?' niteleyerek sonsuz düşünüyorum. İlişkilerimizi pekitmek düşüncesince aşırı vesile var."
Daha eski fariza noktayı bulunan Berlin'in İstanbul'a layıkıyla "köy" kabil bulunduğunu tamlayan Poleo, Londra'nın çabukluk açısından İstanbul'a hâlâ aşırı benzediğini tabir etti.
Poleo, şişman kentlerin gücünü sevdiğini belirterek, İstanbul deneyimlerine bağlı şunları kaydetti:
"Londra çocuğuyum, şişman kent gücünü aşırı seviyorum, bura o enerjiyi veriyor. Çok mahcubum zira gezmeye aşırı vesile bulamadım. Beyoğlu'nu aşırı sevdim, vaktim olunca vapurla Kadıköy’e gidiyorum, orayı aşırı seviyorum. Orada müşterek dü lahmacun alıyorum, aşırı elleme baklavacı var. Tekneler, deniz... Çok seviyorum. Her yerde, gelişigüzel köşede müşterek ayrıksı dekor var. İnanılmaz elleme müşterek şehir. Buradaki zamanı ve kültürel çeşitliliği aşırı seviyorum, Türkiye'de de mimarlık aşırı güzel. İstanbul da Türkiye de dinç müşterek müze gibi. İstanbul’da erke ve gam benim düşüncesince aşırı önemli.
Hep kebap, lahmacun yedim, midyeyi aşırı sevdim. Yalnız az buçuk göden çorbasından korktum. Belki müşterek gündüz yerim. Ama balıklar aşırı güzel, lüfer mesela. Annem evde aşırı elleme kemirmek yapar lakin Kıbrıs yemekleri. Tarhana çorbası lakin bizimki az buçuk değişik, boyunca hellim var. En sevdiğim çorba. Ama esas Kıbrıs yiyecekleri var. Eniştelerim ve ailem aşırı elleme kebap, korluk yapıyor."
Kenan Poleo, daha Türkiye'yi seyran şansınız olmadığını, koronavirüs olay sayılarının azalması ve havalarını ısınmasıyla en herşeyden ilk olarak İzmir, Gaziantep, Adana, Mersin ve Trabzon'a gideceğini, arkası sıra bütün Türkiye'yi icat etmek istediğini ve ilişkileri imar etmek düşüncesince dip müşterek biçimde çalışacağını laflarına ekledi.
