Romanya'da 1973 senesinde dünyaya mevrut Elena Mantu, evvel namına doğduğu denli öz babası çeşidinden kız evladı bulunduğu düşüncesince istenmedi ve henüz 4 yaşlarında sığınacağı anası ölüm etti. Küçük yaşına karşın omuzunda ağırbaşlı yükler taşıdı. Bu yaşadıklarının dair savaşım ederek onu reddeden babasına ve "Okumaya ister yok. Çalışman lazım" diyen ablasına karşın onları on paralık peşinde bırakmadı. Ailesi ve benzeri çeşidinden da sahiplenilmeyen Mantu, dünyaya getirmiş bulunduğu dü çocuğunu o kullanmak istediği şefkatlilik ile kucaklayarak büyüttü. Yaşadığı tamamı eziyetlere, aldatılmalara, ruhsal şiddetlere karşın ayakta eğleşme enerjisini evlatlarını yetiştirmekte bulan Elena, yaşamı süresince yaşadıklarını kaleme almış bulunduğu 'Gavurun Kızı Elena' kitabında topladı. Elena Mantu, bu kitap ile kalbinde dikenli yaşamı canlı fakat o çiçek tarlasını arayan tamamı insanlığa emare peyda etmek istediğini anlatım ediyor.
“Zorluklar ile ne savaşım edilebileceğini aktarma etmek istedim”
Kitap yazmaya bulunan hevesinin çocukluğundan başladığını dile getiren Elena Mantu, “Çocuklarımın şişman yardımıyla bu kitabı yazdım. Bu kitabı başta ego yapamam diyen hanımefendilerin okumasını istiyorum. Kadın isterse herhangi birlikte obje olur. Kitapta çocukluk, büluğ çağı çağı ve bu vakte denli mevrut hayatımı kaleme aldım. Benim annem 5 yaşlarındayken babam ise 15 yaşlarında olduğumda ölüm ettiler. Bu dayanıklı hayatımda sabık anılarımı anlattım. 19 yaşlarında Türkiye'ye gelmiş şekilde dünürcü usulü ile evlendim. Kültür ve adetlerin farklılıklarından ötürü yaşadıklarımı anlattım. Ben bu zorluklara karşın yaşama ne bitmeme edilebileceğini kaleme kabul etmek istedim. mühim bulunan hanımefendilerin sıkıntı ile karşılaştıklarında ego eşimi ve çocuklarımı bırakıyorum demeden evvela arkalarında birlikte çöküntü bıraktıklarını bilmeleri gerekiyor. Kitabımda birlikte annenin ve eşin ne davranması gerektiğini, karşılaşılan müşkülat ile ne savaşım edilebileceğini aktarma etmek istedim. Hem Türkiye'de aynı zamanda tamamı Dünya'da tamamı hanımefendilerin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum. Bu elden birlikte gündüz ile kalmamalı herhangi birlikte gündüz hanımlar haset herhangi birlikte gündüz anneler haset olması gerekiyor” diyerek konuştu.
Ahmet Faruk Sarıkoç