Erzincan
Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, Deprem Şehitliği Anıtı uğrunda AA muhabirine, binlerce ferdin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan 83 sene ilk depremin Erzincan'a bitişik kentlerde de hasar oluşturduğunu anımsattı.
Depremde hayatını yitiren tahminî 33 bin ferdin tek devir unutulmadığını özetleyen Aksun, kentin henüz sonraları 1992'de iri müşterek mahal sarsıntısı henüz yaşadığını belirtti.
Aksun, mahal sarsıntısı riski altındaki kentin yaşanmış bulunan iri sarsıntılardan sonraları değişik müşterek alana taşındığına ayraç ederek, şu şekilde konuştu:
"1939 depremi yaşandığı çağda ülke güncel Terzibaba Türbe ve Mezarlığı ile Piri Sami Hazretleri Türbe ve Mezarlığı alanındaydı. Zeminde hakeza müşterek yıkılma olunca 'Karşı dağın eteğine mi taşıyalım buraya' mı diye muhtelif tartışmalar yapılmış. En böylece yukarıya taşınmasına değişmeyen verilmiş. Bugün şimendifer garının fevk kısmına akıllıcasına şehri kullanmak durumunda kalınmış. Deprem kentin merkezini değiştirmiş."
1992 depreminden sonraları ise kentin yüzdelik 45'inin yenilendiğini, art kalanında ise iri çoğunluğu depreme dayanabilen emektar binalar olduğunu aktaran Aksun, "Ancak Erzincan'ımızın uçucu semt seçilip emektar yapısının yenilenmesi düşüncesince Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza söylem sunduk. İnşallah sonuçlanırsa Erzincan'ımız 1992 depremi sonrası yüzdelik 100'ü revize olacaktır. Allah hakeza sıkıntılar müşterek henüz yaşatmasın, inşallah mahal sarsıntısı kabil müşterek felaketi uğratmasın." dedi.
"Biz de ağlaya ağlaya öldük"
Deprem esnasında 12 yaşlarında bulunan 95 yaşındaki Sıdıka Aksu, aradan güzeşte yıllara karşın çocukluğunda yaşamış olduğu felaketi unutamadığını söyledi.
O dönem, site merkezine 25 kilometre uzaklıktaki Üzümlü ilçesinde oturduklarını anlatım fail Aksu, "Deprem olduğunda evdeydik yatıyorduk. Babam kardeşimi kaldırdı bahçeye çıktık. Evin duvarları yıkılmıştı." diye konuştu.
Deprem haset ve sonrasında yaşadıklarını özetleyen Aksu, şu şekilde bitmeme etti:
"Bir kardeşim ve öbür kardeşimin dü evladı depremde öldü. Zaten kardeşim ve evlatları değişik müşterek köyde düğüne gittikleri düşüncesince orada kaldılar. Ölü ve yaralıları atlarla Karasu Nehrinden geçirerek buraya getirdiler. Kardeşimin ölen kızının saçları sudan geçe buz tutmuş durumda geldi. Ölüleri çadırların içerisine dizdik müşterek devir sonraları defnedildi. Biz de ağlaya ağlaya öldük."
Depremden sonraları baş döndürücü kar yağdığını ve güçlükler çektiklerini dile getiren Aksu, "Her toprak sade oldu. Hiç kimesne kalmadı. Kar yağdı iklim baş döndürücü soğuktu, kimesne müşterek nesne bulamıyordu. Kar yağışına dayanamayan çadırımız yırtıldı. Şimdi deri ve eşya kabil rastgele nesne veriliyor." ifadesini kullandı.