Brussels Hoofdstedelijk Gewest
Başkent Brüksel'deki Basın Kulübü'nde, "AB-Türkiye: Dış İlişkiler, Güvenlik ve Savunma Politikası Alanında İş Birliği Nasıl Artırılır" mevzulu açık oturum düzenlendi.
Avrupa Parlamentosundaki Avrupa Birliği (AB)-Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Ryszard Czarnecki, açma konuşmasında etkinliğe katılmaktan sevinme duyduğunu Türkçe tabir etti.
AB'nin Türkiye üzere komşularıyla fiilen göçten kaynaklanacak insanca krizleri önlenebileceğini vurgulayan Czarnecki, AB'nin bulunan bildirme politikasının liyakatsiz bulunduğunu söyledi. Czarnecki, kanuni göçün isteklendirme edilmesi ile kesintili huruç ve insanoğlu kaçakçılığıyla uğraş edilmesi gerektiğine ayraç ederek Komisyonun acemi huruç paketinde bu unsurların toprak aldığına ayraç etti.
Türkiye'nin AB'nin 6. şişman tecim ortağı ve erke projeleri düşüncesince anahtar ciddiyete ehil olduğunu, NATO üyesi namına da kıtanın güvenliğine canlı katkıda bulunduğunu vurgulayan Czarnecki, Türkiye'nin gün doğusu ve günindi ortada güreşçi köprüsü görevi oynamaya bitmeme ettiğini kaydetti.
"İlk etap AB'den gelmeli"
Türkiye'nin AB nezdindeki emektar Daimi Temsilcisi mütekait Büyükelçi Selim Kuneralp da Türkiye ve AB ilişkilerinin Gümrük Birliğinin tamamlanması, üyelik statüsünün verilmesi ve müzakerelerin başlaması üzere üç efdal noktadan geçtiğini söyledi.
Kuneralp, Türkiye'nin Balkanlar ve Somali'de AB'nin yürüttüğü operasyonlarda ehemmiyetli gösteriş oynadığını, Kıbrıs meselesinin ise esas dava olmaya bitmeme ettiğini anımsattı.
Kuneralp, Türkiye'de kamuoyunun AB ile alakadar tutumunun paradoksa ayraç ettiğini, ortak taraftan üyeliği desteklerken öteki taraftan bunun tek olmayacağına değgin liberalizm bulunduğunu tabir etti.
"İlk etap AB'den gelmeli." diyen Kuneralp, ilişkilerin iyiye gitmesinin AB'nin elinde olduğunu, AB'nin Türkiye ile henüz çok alışveriş ihdas etmek düşüncesince ilgisinin bulunduğunu fakat bunun nite yapılacağı noktasında netlik olmadığını dile getirdi.
- Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliğini ait konulardaki anahtar rolü
Özgür Brüksel Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Brüksel merkezli EU Observer Editörü Koert Debeuf de Türkiye'nin huruç üzerinde iştirak kurulması müstelzim önce diyar bulunduğunu vurguladı.
Türkiye'nin Suriye iç harbinde oynadığı müspet role yer veren Debeuf, Astana görüşmelerinde Türkiye'nin masadaki varlığının önemine dikkati çekti.
Debeuf, tarihî perspektiften bakılınca Türkiye'nin Avrupa'da iç mücadelesi önlediğini savunarak, Fransa’nın politikasının radikalleşmeyi artıracağına ayraç etti.
TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Haldun Yalçınkaya da Türkiye'nin AB'nin tersine yıldırıcılık ve huruç dalında adına düşenleri yaptığını vurguladı.
Yalçınkaya, benzeyen umumi seçimde ilkin huruç mevzusunun siyasetçilerin söylemine yansıyacağını ve seçimin sonucunun Türkiye-AB ilişkilerinde belirleyici olacağını kaydetti.
Brüksel merkezli Avrupa Politikaları Merkezinin Türkiye ve Kıbrıs uzmanı Amanda Paul de AB'nin Türkiye ile iştirak geliştirmesi düşüncesince AB tarafında izlemsel öngörü ve siyasal arzu icap ettiğinin altını çizdi.
Paul, "Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasındaki Normandiya formatı düşüncesince banko gizil ortak lokasyon olabilir." dedi ve Türkiye'nin bu cins hallerde değme devir boşluk buluculuk önerdiğini ve dostça girişimlerde bulunduğunu belirtti.
- "AB'de idrak değiştirmek olmalı"
Katılımcılar ortada Türkiye'nin AB Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kemal Bozay da toprak aldı.
Bozay, ortak istifham üzerine, huruç ve asayiş hikayelerinde teşrikimesai yapılması düşüncesince (AB'de) idrak değiştirmek olması gerektiğine ayraç etti.
Bozay, Türkiye'nin akıbet devirde henüz yararcı olduğunu, AB'nin de ayrımsız biçimde davranması icap ettiğini kaydetti.
