Istanbul
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD YİK Toplantısı'nın açılışında icra ettiği konuşmada, salgının çabuk ve kaba değişimlere illet bulunduğunu vurguladı.
Tüm devletlerin devir hin ekonomik, ekolojik, teknolojik, kurumsal mesail ve salgınlarla karşılaştığını anlatım fail Özilhan, şunları kaydetti:
"Zaten politik yönetimlerin işi de bu gerilimleri halletmek fakat hepsi bu gerilimlerin alevli halde yukarı üstüne üstlük yığıldığı tarihî dönemler, alışılagelen dönemlerden farklılaşıyor. Bu değişimlere tedariksiz tutulmak ve elleme yönetememek kırılmalara kez açabiliyor. Bugün Türkiye’nin istikbaline baktığımda, hayattaki jeopolitik risklerin, sosyokültürel gerilimlerin, ülke değişiminin etkilerinin, onmadık ve istikrarsız konuşu büyümenin mahşerin dört atlısı adına üzerimize geldiğini görüyorum. Bunların dair birlikte de geleceği şekillendiren teknolojik dönüşümün ekonomik, insancasına ve sosyal boyutlarını eklemeliyiz."
Özilhan, jeopolitik anlamda nazik birlikte coğrafyada arsa meydan Türkiye'nin global mimarideki gerilimden etkilendiğini aktararak, "Bu gerilimin ve bu gerginlik karşısındaki tutumumuzun özellikle ekonomimiz kazanmak kıl payı yarattığı kötü etkileri birlikte süredir yaşıyoruz. Gelecek zamanın tehditleri ve fırsatları karşısında Türkiye düşüncesince duraç bazlı global sistemin etkili birlikte üyesi olmanın ehemmiyetli olacağını düşünüyoruz." dedi.
Son zamanlarda yaşanmış bulunan dehşet natür vakalarına ayraç fail Özilhan, sonuç BM ülke raporunun, Akdeniz havzasının global ısınmadan en aşkın etkilenecek yerlerden bir tanesi bulunduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Özilhan, Türkiye'nin yüzdelik 60'ının çölleşme riski ile dirlik karşıya bulunduğunu aktararak, "Sulu tarıma alakalı ekincilik politikası, su kaybını artı sulama sistemleri, aykırı ve arsa üstü sularının aşkın ve kusur kullanımı, su sıkıntısını ağırlaştırıyor. Su rezervleri tarihî adına en düşüt seviyelerine iniyor. Türkiye'nin ekincilik ürünleri üreten, hububat ambarı adına bildiğimiz bölgelerini etkileyen alevli kuraklık, tarımı ve çiftçileri menfi etkiliyor." diyerek konuştu.
Türkiye'de yaşanmış bulunan afetleri anımsatan Özilhan, "Doğaya orantısız müdahale, ayrık yapılaşma, kusur kentleşme, mukteza hazırlıkların olmaması, sellerde ve orman yangınlarında dirilik kayıplarını arttırdı. Bu problemlerin çözümünde aşama atmazsak doğacak yıllarda artacak haddinden fazla ülke vakalarında gine canımız yanmaya bitmeme edecek." halinde konuştu.
Özilhan, sarsıntı gerçeğinde de ayrımsız sıkıntıları gördüklerini, Marmara Depremi'nin üstünden sabık 22 yılda kentleşme anlayışındaki değiş tokuş ve depreme önlem dair katedilen mesafenin aşkın az bulunduğunu söyledi.
"Çevreci birlikte Türkiye maksadı düşüncesince önlemler çabucak alınmalı"
Tuncay Özilhan, ülke değişikliğinin ürkütücü neticeleri ve sarsıntı branşında olunmasının emektar politikalarla bitmeme etmeyi olamaz kıldığını, çevreci birlikte Türkiye maksadı düşüncesince önlemlerin çabucak katılması icap ettiğini söyledi.
Paris Anlaşması'nın Meclis'ten geçmesiyle Türkiye'nin anlaşmayı onaylamayan 6 ülkeden bir tanesi olmaktan çıktığını hatırlatan Özilhan, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"Ama dirlik karşıya olduğumuz probleminin önemi ve aciliyeti hâlâ fazlasını gerektiriyor. tedbir almakta gecikmek, bugün natürel kaynakları dalgın tüketmenin maliyetini doğacak kuşaklara ödetmek anlamına geliyor. Bu kusur bulunduğu gibi, bundan sonra bitmeme ettirilebilir birlikte yaklaşım da değil. Şu andaki iktisat modelini gine ayağa değiştirmemiz, karbon etkisiz iktisat yaklaşımını benimsememiz, istihsal ve istihlak kalıplarımızı bu bir vaziyete uyarlamamız gerekiyor."
Özilhan, Türkiye'de kentleşmedeki hızlanmanın, istihsal ve istihlak modellerinden çevreye, sosyal hareketlerden politik yeğleme kaymalarına uzanan neticelerini gözlemlediklerini anlatım ederek, "Son yıllarda bu etkilerin dair ekleme bulunan mülteci hareketliliği, kalkınmanın kazı boyutunun ihmale gelmediğini hatırlatıyor." dedi.
Doğanın kırık hatlarına, öz yataklarına yapım yapmamayı biberli yoldan gösterdiğini tamlayan Özilhan, huzurlu, mutlu, sulh zarfında yaşayacağımız birlikte doğacak düşüncesince sosyal adaleti hepsi boyutlarıyla bünye etmek, adaletli birlikte Türkiye hedefini muvaffak ballanmak icap ettiğini söyledi.
"Küresel erke piyasaları iri birlikte değişimin arifesinde"
TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan, bugün nice ülkedeki nice firmanın önlem zincirlerini gine yapılandırmayı gündemine almış halde olduğunu, ayrımsız anda nice şirkette istihsal modeli değişikliğine gidilmesinin global ekonomide kapalılık ve riski ayrıksı birlikte noktaya çektiğini kaydetti.
Kuraklık ve erke sorunu kaynaklı önlem sıkıntılarının vaziyeti hâlâ da ağırlaştırdığını, sonuç günlerde erke piyasalarında yaşanmakta bulunan problemlerin gelecekte ülke krizinin tesirleri arttığında yaşanabilecek olanların ön habercisi konumunda bulunduğunu aktaran Özilhan, global erke piyasalarının iri birlikte değişimin arifesinde olduğunu, enerjinin nite üretilip nite tüketildiğinin gine düşünülmesi icap ettiğini vurguladı.
Özilhan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Büyümeli ve insan başı gelirimizi artırmalıyız. Çünkü hacısı hocası bol bolamat artışı ister. Büyümek düşüncesince ilk önce makroekonomik istikrarı gelmek ve sürdürülebilir nema dönemini başlatabilmek gerekiyor. Bu doğrultuda en ehemmiyetli adımlar, meydan ekonomisinin gurur ve kurallarını pekiştirmek ve özellikle Merkez Bankası kazanmak kıl payı aranjör kurumların bağımsızlığını ağız dalaşı dışı bırakacak halde bünye etmektir fakat nema denli büyümenin nite sağlandığı da önemli. Karşı karşıya olunan tehditler dikkate alındığında, büyümenin çabucak çabuk değil, ayrımsız sürede istihdam yaratan, yeşil ve adaletli birlikte nema olması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu nedenle, bugün paylaştığımız çalışmada, gelişmiş, saygın, adaletli ve çevreci birlikte Türkiye hedefinin altını çiziyoruz.”
Özilhan, halis muhlis problemlerin birbirine bağlandığı, birindeki çözümün kesinlikle diğerlerini de dikkate alması gerektiği birlikte noktada olunduğuna ayraç ederek, "Cari belirgin ve bütçe açığına maharet açığı, bilim açığı, değimli grup açığı ve yönetişim açığı da ekleniyor. Düşen çabucak TL'nin kıymeti değil, su rezervlerimiz, birbirimize güvenimiz, ihracatımızda efdal teknolojili mamüllerin payı, büyüklük ve huzurumuz da geriliyor. Sadece makroekonomik dengesizlikleri değil, diyalekt kalkınma farklılıklarını ve sağlık dağılımı bozukluklarını da bertaraf etmek istiyoruz. Faiz ve enflasyonun birlikte emisyonları, hava, su ve arsa kirliliğini de ıskat etmek istiyoruz." halinde konuştu.
Üretimin, tüketimin, yatırımların artmasına gerekseme duyulduğu kadar, kazı ve hürriyet alanlarının genişlemesine de gerekseme duyulduğunu tamlayan Özilhan, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"İlkelere ve kurallara alakalı global meslek içerisindeki konumumuzu pekiştirmek istediğimiz denli gençlerin, kadınların, engellilerin ve hepsi dezavantajlı kesimlerin konuşu ve sosyal yaşama katılımını da tasarruf etmek istiyoruz. Küresel tecim ve para akımlarından aldığımız hisse denli akademik, bilimsel, kültürel ve sanatla alakalı çalışmalardaki payımızı da önemsiyoruz. Kısacası, hâlâ elleme birlikte doğacak istiyoruz. Bu noktada medenilik yarışının birlikte ahir evresine nite geçeceğimiz, hâlâ elleme birlikte geleceği nite düz yazı edeceğimiz esas birlikte istifham adına karşımıza çıkıyor. Bu probleminin yanıtı 80 milyonun iradesiyle ortaya çıkacak."
"Geleceği İnşa" çalışması
Tuncay Özilhan, toplantıda, TÜSİAD'ın 50. Yılı projesi olarak, Türkiye'nin geleceğinin yapımı düşüncesince birlikte kez haritası önerisi içeren "Geleceği İnşa" başlıklı çalışmanın tanıtılacağını, çalışmada, maşer içerisindeki etkileşimi formatlamak kıl payı şahısların oluşturduğu kavait ve normlar adına tanımlanan siyasi, konuşu ve sosyal kurumların öneminin ayrıntılı ele alındığını bildirdi.
Sorunları geleceğe öteleyerek bitmeme ika şansının kalmadığı birlikte noktada olunduğuna ayraç fail Özilhan, "Çünkü o doğacak bundan sonra geldi. Bu sebeple ilk önce tarihî adına birlikte değiş ihtiyacında olduğumuzun farkına muvasalat etmek gerekiyor. Ya tarihin akışının hızlandığı bu dönemeçte önümüze oluşturulan fırsatlardan müstefit ballanmak kıl payı ilerleyeceğiz ve geleceğimizi gine kurgulayacağız yahut steril tartışmalarla, haset kurtarmaktan öteye gitmeyen adımlarla, özgü değil, makyaja çevrik önlemlerle bu fırsatların heba bulunmasına izleyici kalacağız." dedi.
