Madrid
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, İspanya'nın El Mundo gazetesinde piyasaya çıkan röportajında, Türkiye-İspanya ilişkilerinin yanında Doğu Akdeniz sorununu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye ile ait almış bulunduğu kararları değerlendirdi.
Türkiye ile İspanya arasındaki ilişkilerin mütekabil ziyaretlerle ve 17 Kasım'da meydana getirilen hükümetler arası zirveyle nice boyutta gelişmeye bitmeme edeceğini vurgulayan Şentop, "Zirvede ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin bundan sonradan şümullü katılma seviyesine yükseltilmiş olması ve ülkelerimiz ortada nice bölgede ehemmiyetli anlaşmaların imzalanması ilişkilerimizde ehemmiyetli müşterek evreye gelindiğinin göstergesidir." ifadelerini kullandı.
Atılan adımların, geçmişten bugüne baş döndürücü dobra seyreden ilişkilere reva halde kazançlı ilişkileri de ayrımlı müşterek boyuta taşıyacağının altını çizen Şentop, "Güçlenen kazançlı ilişkilerimizin tesirleri elden iktisat alanıyla sınırlanmış kalmayacak, gelişigüzel bölgede yansımaları olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Şentop, Türkiye ve İspanya'nın eş başkanlıklarında kurulan ve BM gözetiminde planlı Medeniyetler İttifakı girişimi sebebiyle "kültürler ve uluslar arası ön yargılarla ve kutuplaşmalarla uğraş edileceğini, devletlerin ve şahısların birbirine yakınlaştırılması düşüncesince ortaya koydukları kuma kâm ile diyalekt ve toptan barışa ve istikrara da çelimli medet sağlayacağını" tabir etti.
AB ve NATO sınırlarını koruyucu Türkiye ve İspanya'nın kesintili göçte şişman ağırlık üstlendiğini dile getiren TBMM Başkanı, "İspanya'nın gayretlerini sürdürmesinin dört başı mamur etraf itibarıyla yararlı olacağına inanıyorum. İspanya ile defans sanayii dalında kuma müşterek harp gemisi projesini de tamamladık. Müşterek baş döndürücü elan şişman planlara imza atarak 19’uncu asırdan beri bitmeme fail düet ilişkilerimizi çelimli ve güvenli adımlarla sürdürmeye kararlıyız." diyerek konuştu.
Doğu Akdeniz sorunu
Doğu Akdeniz sorunuyla ait müşterek soruya ise Şentop, "Burada yaşanmış bulunan problemlerin deposu on paralık şek namevcut ki Yunanistan ve Güney Kıbrıs’tır. Arzuladıkları veya görüntü ettikleri şeyler arsıulusal hukuka, denklik ilkesine ve meydana getirilen anlaşmalara, ayrıca akla ve mantığa karşıt arzu ve taleplerdir." cevabını verdi.
Türkiye'nin Ege’de kıyıları zılgıt buyurmak isteyen, arsıulusal hukuka karşıt halde silahsızlandırılmış adalara askeri tahaşşüt önleyen Yunanistan’a huzur tavrının kesin bulunduğunu vurgulayan Şentop, "Doğu Akdeniz’de Türkiye hem öz hafriyat ve kendilerini bununla beraber Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yasal hafriyat ve kendilerini gelişigüzel devir ve gelişigüzel ayrışık yöntemle koruyacaktır." ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz’de yaşanmış bulunan problemlerin temelinde "Rum-Yunan ikilisinin maksimalist arzu ve beklentilerinin" bulunduğunu kaydeden Şentop, "Türkiye gelişigüzel devir diyalogdan yana olmuş, sorunları diplomatlık ile çözmekten yana davranış almıştır. Doğu Akdeniz’de hal fakat Yunan tarafının bugüne derece göstermediği uygun ve uzlaşmacı tavrı göstermesi ile kabil olabilecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Birliği'nin (AB) Doğu Akdeniz ile ait tavrının "çözümü olanaksız bir duruma getirdiği" eleştirisinde mevcut Şentop, şöyleki bitmeme etti:
"AB üyesi devletler ki bunların ehemmiyetli müşterek bölümü Türkiye’nin de NATO müttefikidir, bu mevzuya nötr alegori yaklaşmamakta, Yunan tezlerini Yunanistan’dan da müşterek tomar savunmakta, hal ihtimallerini de maatteessüf baltalamaktadırlar. İspanya’nın bu halde Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a söyleyeceği elden ahbaplık kurallarına uymaları gerektiğidir."
AİHM eleştirisi
Şentop, müşterek istifham üzerine, AİHM'in Türkiye ile ait almış bulunduğu kararların siyasal ve tepme standartlı olduğuna ayraç ederek "AİHM, terörün ve teröristlerin hakkını savunmayı kendine fariza bilmeyi bırakarak, demokratik ve türel kararlara imza atan müşterek duruşma olmalıdır." uyarısında bulundu.
AİHM'in nice noktada "özgürlükçü müşterek ayn açısından, demokratik müşterek perspektiften uzaklaştığını" tamlayan Şentop, "AİHM, maatteessüf siyasal kararlara imza atarak, Avrupa Konseyi'nin kuma değerleri bulunan demokrasi, insanoğlu hakları ve hukukun üstünlüğü prensipleri hilafına bazısı iklim ve toplumları ötekileştirmektedir. Kısacası, daima halde bazısı devletlere huzur isteyerek ve siyasal müşterek halde adeta yan olunarak kararlar alındığını üzülerek rüyet ediyoruz." yorumunu yaptı.
AİHM'in siyasal muhtevalı kararlar almaya bitmeme etmesi biçiminde "hukuki olmaktan çıkacağını ve maşeri barışa da şişman çıban açacağını" aktaran Şentop, şunları kaydetti:
"Bugün rastgele müşterek Avrupa ülkesinde yıldırı iltisaklı müşterek bireyin günahsız bulunması kabil mü? Bakın Paris’te yaşanmış bulunan yıldırı saldırısından sonradan maşeri iletişim araçları üstünden bu hücum ile ait alay çizgili müşterek paylaşım önleyen komedyacı üç sene cezaya çarptırıldı. Biz burada rastgele birinin (şaka) yapmasından değil şahsen duruşma kabilinden teröre ve yıldırı örgütlerine iane fail ve onların propagandasını icra ettiği müdellel kişilerden bahsediyoruz. Bu mütereddit ve bundan sonradan ayan bildirme cepheli bulunduğu ortaya çıkan tutumdan doğruluk sağlanmayacağını AİHM'in görmesi lazım. AİHM devletlerin iç hukukunun, iç ahbaplık düzeninin ve millî mahkemelerin hesabına geçerek, onları işlevsizleştirerek değişmeyen alamaz. Bu AİHM'i kuran Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin metnine de ruhuna da aykırıdır. Yargı müesseselerinin aktivizmi bizim dobra bildiğimiz müşterek yargısal sapmadır. Bildiğiniz neredeyse bugün, İngiltere karışma nice iklim AİHM'in bu devletlerin ahbaplık ve ilçe düzenlerini namevcut sayan aktivist tutumundan rahatsızdır. Bu davranış bitmeme ederse, AİHM kararlarının tesiri azalmaya başlar, böylecene toplumlar AİHM'in meşruiyetini sorgular bir duruma gelir."
