Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında meydana getirilen AK Parti MYK toplantısı hemen sonra kameraların karşısına güzeşte Sözcü Ömer Çelik, CHP'nin tezkereye “hayır” oyu vermesi ve büyükelçilerin açıklamalarına bağlı ehemmiyetli açıklamalarda bulundu.
“Kadın cinayetleri hepimizi sarsmaya, içimizi acıtmaya ve bizi kahretmeye bitmeme ediyor”
Denizli'de hunharcasına öldürülmüş Şebnem Şirin'in öldürülmesine bağlı üzüntülerini belirterek açıklamalarına süregelen Ömer Çelik, “Çok can sıkıcı nezdinde çav gündemimizdeydi. Şebnem Şirin hunharcasına nezdinde biçimde katledildi. Kadın cinayetleri hepimizi sarsmaya, içimizi acıtmaya ve bizi kahretmeye bitmeme ediyor. Bu canilerin ortamında bulundukları kültürel ortam, onları isteklendirme fail türlü kodlar, öğrenimden türlü sivil polis polis maşer çalışmalarına denli nice bölgede savaşım verilmesi icap ettiğini gösteriyor. Kadına çevrik şiddetin insanlığa çevrik hüküm bulunduğunun anlatılması, bunun dünkü nesillerde nezdinde bilince dönüşmesi baş döndürücü boyutlu nezdinde emek harcamayı her daim bu arada ortaya koyacak nezdinde iradeyi gerektiriyor. Bu ateş çav duyulur duyulmaz birilerinin bunu siyasi münakaşaya dönüştürmeye çalışması, temeli sıfır yaklaşım üretmesi akıllıca değil. Ortak nezdinde el birliği olması lazım” sanarak konuştu.
“CHP'nin zamanı açısından da nezdinde kırılmadır”
CHP'nin şimdi önceleri Türkiye'nin terörle mücadelesine dayanaklık etmek verdiğini, ancak akıbet tezkerede bu tutumu değiştirdiğini kail Ömer Çelik, “Maalesef burada ‘hayır' oyu verici partilerin gerekçelerinin mantıksızlığı, ulusal düzenlilik hassasiyetinden mahrumiyeti ile dirlik karşıya kaldık. Tezkere, ulusal güvenliğimizi dayanaklık etmek olmak düşüncesince azimli olduğumuzu yayınlayan nezdinde dilek beyanıdır. Bu tezkerelerle beraberce meydana getirilen operasyonlar bahis konusu olmasaydı bugün Türkiye'nin Suriye ve Irak sınırlarının yakınında yıldırı devletçikleri dediğimiz fiili oluşumlar olacaktı. Bu fiili oluşumlar teşekkül safhasına gelmeye başlamışken TSK halis muhlis bu çerçeveyi darmadağınık etmiştir. Geçmişte ‘PYD-YPG Türkiye'ye niçin saldırsın ki' diyenler, bugün tezkereye ‘hayır' oyu vermişlerdir. Bu ibretlik nezdinde durumdur. Daha önceki tezkereye oy verirken ‘askerimizi orada savunmasız bırakamayız, o nedenden tezkereye oldu diyeceğiz' diyorlardı. Bu kere tezkereye ‘hayır' oyu özgülemek kabil nezdinde savrulmayı yaşadılar. Ortaya çıkan bu levha CHP'nin zamanı açısından da nezdinde kırılmadır. CHP özlük tarihindeki artı duruşu bırakma etmiş görünüyor” biçiminde konuştu.
Çelik, “Tezkereye ‘hayır' demekten bazıları oy bekliyorsa tek vatandaşımızın buna yöneleceğini düşünmüyorum. Türkiye'nin ulusal güvenliği dair halis muhlis yurttaşlar hassastır. CHP yönetiminin ortaya koyduğu bu kusur yaklaşımına dirlik CHP tabanının da müspet yaklaşacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
CHP'nin tezkereye “hayır” oyu vermesindeki tenkitlerin sorulması üzerinde Çelik, “Bu ecnebi silahlı kuvvetler meselesini baş döndürücü dile getiriyorlar. Bundan önceki ‘evet' dedikleri tezkerelerde de vardı bu. Ya şimdi önceki ‘evet' derken tezkereleri okumadılar, güya dünkü nezdinde maddeymiş kabil algılıyorlar, ya da, ‘bilinmeyen' hemen her insanın bilmiş olduğu nezdinde anlaşma bünyesinde nezdinde davranış değiştirdiler” açıklamasında bulundu.
“Yapılan iş diplomatların saygınlına akla yatkın nezdinde iş değildir”
Bazı devletlerin büyükelçilerinin Osman kavala ait icra ettiği açıklamanın hatırlatılması üzerinde Çelik, “Büyükelçiler, Viyana Sözleşmesinin 41. Maddesine uyarınca kalkmak zorundalar. Türkiye Cumhuriyeti nezdinde hususiyet devletidir. Hiçbir biçimde bu biçimde nezdinde üslubu ikrar etmeyeceğimizi anlatım etmiştik. Yapılan iş ne diplomatların saygınlına akla yatkın nezdinde iştir, ne de diplomatik misyona akla yatkın nezdinde davranıştır. Umarız artık benzer ahval esasen etmez. Büyükelçilerin müdahalesine güçlü neva çıkartmayanların bambaşka bölgelerde iç yöntem hesabına hükümetimize çevrik saldırganlıklarını da hamiş ettiğimizin bilinmesini isterim” dedi.
“AB'nin eleştirileri nerede konuşulacak?”
AB ilişkilerine yer veren ve en baş döndürücü konuşulan konulardan birinin sakatlık ve asliye ahbaplık konusu bulunduğunu kail Çelik, “Buradaki tekme ölçün şudur; sakatlık ve asliye ahbaplık dair AB'nin eleştirileri nerede konuşulacak? Türkiye nezdinde namzet ülkedir, AB'nin de mevzuda eleştirileri var. Yapılacak şey, sakatlık ve asliye haklar, adalet, hürriyet ve düzenlilik mevzularını içeren 23. ve 24. fasılların açılmasıdır. Fakat AB nezdinde taraftan tenkit getiriyor, nezdinde taraftan da 23. ve 24. fasılları açmıyor. Fasıl ayırmak düşüncesince ön kayıt olmaz. Müzakereye yanaşmıyorsunuz. O devir yapmış olduğunuz nesne nezdinde değerlendirme, nezdinde analiz, nezdinde tenkit olmuyor. Bu mevzuları Türkiye'ye dirlik aksi ceviz şekilde kullandığınız ortaya çıkıyor” sanarak konuştu.
Derya Yetim - Hülya Keklik
