Ankara
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığındaki çalıştaya devir içi bağlanan Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Özkır, yığın haberleşme araçlarının kullanmakta olanları tesir ve arama dibine almada şişman tesiri bulunduğuna müteveccih nazariye ve yaklaşımlar bulunduğunu söyledi.
Medyada geçer söylemlerin göçmenlerle ilişik durum yargılar ürettiği tamlayan Özkır, "Göçmenleri kirli, pis, kusur makinesi, tecavüzcü, amade yiyen, elden vergilerden beslenen, hayat bozan insanoğlu olduğuna müteveccih durum yargılar var. Bu açıdan camianın ve bireylerin sığınmacılara bakışını zehirleyen ortak söyleyiş karşımıza çıkıyor." dedi.
Medyada göçmenlerle ilgili ilave ve genellemelerin derin bulunduğunu vurgulayan Özkır, şöyleki bitmeme etti:
"Münferit kendisine işlenen ortak suçla, adli süreçle ilgili neymiş etraflı Suriyeliler, etraflı Araplar yahut etraflı Orta Asyalılar kötüymüş kabil ortak yaklaşım karşımıza çıkıyor. Medyanın hakeza ortak yaklaşım biçimini kullanmasının aksi gösteriş oynadığını söyleyebiliriz. Yine işlenen taksirat yada meydana gelen eylemlerin bire üç yahut ilkokul katılarak aktarıldığını da söylememiz lazım. Tabii bu içeriklerin televizyon, sütun ve radyoyla aktarılması ortak tarafa bugün içerisinde bulunduğumuz acemi medya, maşeri komünikasyon araçları bağlamında aktarılması da ayrı ortak mesele."
Sosyal medyada göçmenlere müteveccih tiksinti söylemlerinin yayılmış bulunduğunun altını çizen Özkır, "İnsanların ırklarından, budunsal yapılarından, inançlarından ötürü ayrımcılığa yayıncı tutulması, icar sözleşmesine gittiğinde aşkın servet istenmesi, ortak obje satın alacağı devir hâlâ aşkın servet istenmesi, ortak kalabalıkta, mekanda, sokakta insanoğlu kabilinden dışlanması yahut okulda öğrenciler ortada dışlanmaya sunulan kalması karakteristik ayrımcılık bağlamında bakabileceğiniz ortak durum." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Çağlar ise göçmenlere bağlı haberlerde medyanın neyi gösterdiğinin birlikte neleri göstermediğine de özen edilmesi icap ettiğini söyledi.
Göçün sahici, dirilik har ve şümullü ortak vakıa bulunduğunu tamlayan Çağlar, Suriye'den gerçekleşen göçün çağcıl zamanların kavimler göçüne benzetilebileceğini dile getirdi.
Çağlar, "Bir yere revan ortak tane ortak kişiden yada insanoğlu grubundan bahsetmiyoruz. Bir camianın o vakte denli yaşamış olduğu etraflı ortak yaşamı geride bırakarak, onların hepsinin namına yenisini koyma mecburiyetinde kalmış şekilde eğitimiyle, kültürüyle, adetleriyle, içerisinde barındırdığı sorunlarla ve dobra hasletleriyle şümullü ortak halde ortak yerden kalkıp ortak yere gitmesinden bahsediyoruz." dedi.
Medyanın, muhaceret olgusunu bu kapsamda ele alması icap ettiğini vurgulayan Çağlar, Türkiye'deki göçmenler ortada kusur oranının düşüt bulunmasına rağmen medyanın sıfır kusur rakamlarını abartarak sunduğunu tabir etti.
Çağlar, maşer süresince göçmenlerin kusur oranının erdemli bulunmasına bağlı Batı literatüründe icraat bulunduğunu ve buna uyarınca erdemli kusur oranlarında göçmenlerin ortak tane mesul kendisine görülmemesi icap ettiğini söyledi.
Hakikatli ortak yaklaşımın göçmenler arasındaki kusur payı dair köken nedenlere inmesi icap ettiğini tabir fail Çağlar, şöyleki konuştu:
"Bunları doğuran faktör ise o kişilerin sınama kılmak durumunda kaldıkları muhaceret ve acemi yerleştikleri toplumda tam imkanlardan faydalanamamasıdır. Hayatlarını geride bırakıp ortak yere mevrut insanların, ortak bölünmüşlük canlı insanların, muhtelif maddesel teessürat canlı insanların, zat tarihsel, kültürel, maşeri kökenlerinden göçmüş insanların, dayanıklı elbette ki kusur oranları beledi insanlardan erdemli olacaktır."
Çağlar, medyanın dikkatsizlik yahut şuursuzluk hasebiyle devir kurnaz göçmenleri hata keçisi kendisine gösterdiğini dile getirerek, "Türkiye'nin ateş tecrübeler yaşamadan, aklı selim ve hoşgörülü ortak halde bu mevzuyu yönetmesini ve yürütmesini diliyorum." dedi.
