Kudüs
İsrail yönetimi, bu sabahleyin Doğu Kudüs'ün Eski kent bölgesindeki Mescid-i Aksa'nın gün doğusu surlarının dibinde mevcut Müslüman Yusufiye Mezarlığı’nın birlikte yönünü parka çevirmek düşüncesince çalışmalara başladı.
İsrail yönetimine misyon verici taşeron şirketin çalışanları, İsrail polisi korumasında birlikte yandan mezarlığın birlikte kısmında iş makineleriyle getirilen toprağı düzenlerken, öbür yandan çalışmanın yapıldığı kısmın etrafını çıpa korkuluklarla kapattı.
Çalışmaların medyaya yansıması üstünde mezarlığa mevrut Filistinli ana Ula Nebabte, 2017’de önsezi kriziyle yaşamını kaybettikten sonradan buraya defnedilen oğlu Alaa’nın kabrine ulaşmaya çalışırken kolluk engeline takıldı.
Tepkilere defa açan olayın peşi sıra oğlunun kabri başına vasıl 54 yaşındaki Umm Alaa, gözyaşlarını tutamadı.
İsrail polisinin gücün oğlunun mezarın esasen kaldırmaya çalışmış yer aldığı Umm Alaa hıçkırıklarla kabire sarılarak, "Beni de buraya, oğlumun yanına gömün." sanarak çığlık etti.
Acılı anne, otopark imal çalışmalarının bitmeme etmiş yer aldığı mezarlıkta oğlunun kabri başlangıcında AA muhabirine hislerini anlattı.
"4 yıldan buyana ayrımsız acıları yaşıyorum"
Umm Alaa birlikte oğlunun otopark yapılmaya çalışılmış bulunan alanda, öbür oğlanları İhab ile Baha’nın da ayrımsız hizadaki surların dibinde mevcut Rahmet Mezarlığı’nda gömülü bulunduğunu belirtti.
Mezarlıkta İsrail polisi korumasında ölçülü çalışmalara aksülamel yayınlayan Umm Alaa, “Oğlum ölüm edeli 4 sene oldu. Kudüslüler ölülerini nereye defnediyorlar? Buraya. Biz de hacısı hocası denli buraya defnettik. İşte 4 yıldan buyana ayrımsız acıları yaşıyorum. Her defasında hafriyat yapacakları, mezarları yıkacakları tehdidinde bulunup duruyorlar.” dedi.
Umm Alaa, oğlunun yatmış yer aldığı mezarın Kudüs topraklarından payına sakıt fasıl olduğuna aksan yaparak, “Evlatlarımızı ya bakı merkezlerinde tutarlar ya aşağılayarak biberli çektirirler yahut ölmüşse kemiklerine müsaade vermezler.” ifadelerini kullandı.
Üç oğlunun yaşamını kaybettiğini aktaran Umm Alaa, “Yaşarken de ölüyken de oğullarımı korkutmaya bitmeme ediyorlar. İşgalciler ne yaşayanlarımıza ne de ölülerimize şen veriyor.” sanarak konuştu.
"Bundan imdi şişman yabanıllık mevcut mı?"
İsrail makamlarının oğlunun mezarının da bulunmuş yer aldığı Yusufiye Mezarlığı’nın bahis konusu kısmının parka çevirmesini “vahşet” kendisine nitelendiren Filistinli kadın, “Ben hayatım süresince hakeza birlikte ıssızlık duymadım. Elbette vahşetlerin yaşandığını duyduk, fakat böylesini duymadım. Burada mezarların yer aldığı açıkça meydanda. Bundan imdi şişman yabanıllık mevcut mı?” dedi.
Umm Alaa, İsrail’in zamanı süresince Filistinlilere müteveccih ihlallerden vazgeçmediğini beliterek, “Bugün geldikleri benek Kudüslülerin, Filistinlilerin mezarlarını kapatmak olmuş. Bu vahşetin zirvesidir.” ifadelerini kullandı.
"Oğlumun yanı sıra 24 vakit kalmaya bitmeme edeceğim"
Oğlunun mezarını bırakma etmeyeceğini vurgulayan Umm Alaa, “Oğlumun yanı sıra 24 vakit kalmaya bitmeme edeceğim. Beni öldürseler de buradan gitmeyeceğim. Oğlumun mezarının kaldırılmasına müsaade vermeyeceğim.” dedi.
Umm Alaa, birlikte annenin oğlunun mezarının kaldırılmasının acısını şu laflarla anlattı:
“Bir annenin oğlunun kemiklerinin kaldırılmasının acısı ne derece muhtemel ki? Bir ana ki 3 evladını kaybetmiş. Duyguları ne olabilir? Siz kestirim edin. Elem, özlenti ve acı. Bundan imdi dahası olacağını sanmıyorum.”
Yusufiye Mezarlığı'nda Sahabe ve Ürdünlü askerlerin kabirlerinin bulunduğunu vurgulayarak Umm Alaa, “Önce Rahmet Mezarlığının birlikte yönünü aldılar, deminden de burayı. Tarihi dağıtmak istiyorlar. Sahabe ile Ürdünlü martir askerlerin kemiklerinin hesabına otopark yapacaklar. Tarih süresince Kudüs’ün kimliğini değiştirmeye çalıştılar, deminden ölülere üstelik şen vermiyorlar.” biçiminde konuştu.
“Burası kâffesi mezarlarla komple birlikte Müslüman mezarlığı”
Kudüs İslami Vakıflar İdaresine ilişkin Müslüman Mezarlarını Koruma Komisyonu Başkanı Mustafa Ebu Zehra da İsrail'in ihlallerine aksülamel gösterdi.
Ebu Zehra, “İsrail’e ilişkin Kudüs Belediyesinin planına gereğince bile, bura kâffesi mezarlarla komple bulunan birlikte Müslüman mezarlığı.” dedi.
Mezarlıkta mevcut şüheda anıtının Kudüs’ün ehemmiyetli birlikte sembolü olduğuna aksan eden Ebu Zehra, “Bu şüheda anıtı, Kudüs’ün Arap ve İslam kimliğinin en ehemmiyetli şahididir. Burası da Yusufiye Mezarlığının birlikte parçasıdır.” ifadelerini kullandı.
İsrail makamlarının Yusufiye Mezarlığı’nın bahis konusu yönünü turistler ve bağnaz Yahudiler düşüncesince birlikte parka çevirmeye çalıştığına dikkati çekici Ebu Zehra, İsrail’in bu kabristanı bulunmayan ederek şehrin Müslüman kimliğini gaye aldığını belirtti.
