Ankara
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, AA muhabirine, asgari ücret görüşmeleri sürecinde hem Asgari Ücret Tespit Komisyonunun işini zorlaştırmamak bununla birlikte kamuoyunu kusur yönlendirmemek düşüncesince HAK-İŞ adına nicelik söylem etmediklerini anımsattı.
HAK-İŞ'in asgari ücretle ilgilendiren icra ettiği şümullü araştırı ve çalışmış bulunduğu rakamların olduğunu vurgulayan Arslan, o süreçte arzu etmesi biçiminde bu sayıları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'e sunmaya da müheyya olduklarını belirtti.
"HAK-İŞ asgari ücret sürecine karışma değildi"
Sürecin çabuk ilerlemesinden de kaynaklı adına asgari ücret dair Bakan Bilgin ile rastgele birlikte görüşmelerinin olmadığına dikkati çekici Arslan, kimi kesimlerin HAK-İŞ'in de asgari ücret sürecinde bulunduğu şeklindeki algısının akla yatkın olmadığını, bu algıdan da huzursuz olduklarını söyledi.
Bakan Bilgin'in birlikte monitör yayınında kimi önemsiz sendikaları kastederek, "8 bin liranın ne derece üstünde asgari ücret verirseniz tığ o derece çetince halde kalırız." sözlerinin muhatabının HAK-İŞ ve HAK-İŞ'e ilişkin sendikalar olmadığını vurgulayan Arslan, "Sayın Bakana, asgari ücret 8 bin liranın üstünde olmasın gibi birlikte ifadeyi tığ kullanmadık." dedi.
"Son anne derece masada kazanmak zorundasın"
Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda iştirakçi kesimini özümleme edenlerin topu topu çalışanlara erinç mesul olduklarının bilinciyle akıntı etmesi gerektiğine dikkati çekerek, şu şekilde bitmeme etti:
"TÜRK-İŞ'in üçüncü toplantının peşi sıra nicelik belirtip, 'bu bildirme edilirse masada oluruz' ifadesini banko akla yatkın bulmuyoruz. Her şeyden geçmiş dört başı mamur işçileri temsilen Asgari Ücret Tespit Komisyonunda bulunan birlikte konfederasyonun sonuna derece masada olması gerekiyor. Müzakere edersin, taleplerinde ısrar edersin ve sonuç anne derece da bu taleplerin gerçekleşmesi düşüncesince masada kazanmak zorundasın. Masadan kalkmanın, 'bu rakamlar olursa bildirme ederiz' demenin bizim açımızdan bildirme edilir tarafı yok. Çünkü bunu yaptığınızda hükümeti orada işverenle beraberce bırakıyorsunuz. Bu da işçilerin aleyhine birlikte durum. TÜRK-İŞ, masadan kalkmasaydı nicelik ihtimal de şimdi erdemli olabilirdi. Sorumluluktan kaçmak, masada müzakereden uzaklaşmak ve Türkiye'nin en iri sözleşmesi niteliğindeki birlikte platformu yersiz çoğaltmak katiyen bildirme edilmektedir birlikte bilinçlilik değil."