Türkiye'de sonuç günlerde meydana mevrut depremlerin arkası sıra Aksaray'daki Hasan Dağı'nda volkanik hareketlenmenin yer aldığı gündeme gelmişti.
Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri Temsilcisi Mustafa Umut Özdemir mevzuyla ilişik meydana getirdiği açıklamada; yanardağın bağan birlikte belki de olsa patlama ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Türkiye'de iki aktif yanardağ bulunduğunu ve bunların Erciyes ile Hasan Dağı bulunduğunu tamlayan Özdemir, "Hasan Dağı Erciyes kabilinden aktif birlikte volkan. Uzun süredir Hasan Dağı'nda doğal gürültü yağı lambası yağı çıkışı vardı. Son patladığından bu yana doğal gürültü yağı lambası yağı çıkışı bitmeme ediyordu ancak sonuç depremlerden sonradan Hasan Dağı'nda doğal gürültü yağı lambası yağı çıkışı ve hararet artışı gözlemlendi. Volkan'ın henüz aktif olabilmesi için aşırı erdemli büyüklükte birlikte depremle bacasının açılması gerekir. Buna ilişkin nice layın birleşmesiyle aktif duruma geçmesi gerekir. Şu anda Hasan Dağı ve Erciyes'in aktif olması için şartların değişmesi gerekiyor. Erciyes ve Hasan Dağı'nın patlama riski bana mucibince düşük. Gaz çıkışı kabil ancak iki yanardağın en sonuç patlama aralıklar 6 bin ile 10 bin sene arası. Onun için baştan patlama ihtimali aşırı düşük. Ama rastgele birlikte depremle bacalarının baştan açılmasıyla ve basıncın açılmasıyla baştan patlayabilir. İtalya'daki kabilinden şişman patlama değil de ıvır zıvır püskürtü akıntıları biçiminde olabilir" biçiminde konuştu.
"Üzerinde bulunduğumuz kırık hattı 7 şiddetinde sarsıntı üretebilir"
Kayseri'nin de sarsıntı ilişkin riskli semt olduğunu, üstünde bulunmuş yer aldığı kırık hattının 7 şiddetine derece sarsıntı üretebileceğinin altını çizen Özdemir; "Tüm Türkiye sarsıntı bölgesi. Hemen elden Türkiye'de riskli sıfır sarsıntı bölgesi aşırı az. Kayseri de riskli bölgelerden biri, 7 şiddetine derece sarsıntı üretebilecek birlikte kırık üzerindeyiz. Deprem olabilmekte yahut olmaz, stabil birlikte nesne yok. Deprem olacak gelecekte. Ama bunun için ne yapmamız gerekiyor? Sonuçta sarsıntı insanı öldürmüyor, yapılar öldürüyor" dedi.
Özellikle evlatların beşinci sınıf çağından itibaren sarsıntı ilişkin eğitilmesi icap ettiğinin de altını çizen Mustafa Umut Özdemir; "Bina seçerken depremselliğini araştırmalıyız. Özellikle katı olmadığını düşündüğümüz birlikte binada isek sarsıntı yerinde ne yapacağımızı, sarsıntı daha sonra dışarıda kesinlikle birlikte hayat sürdürebileceğimize ilişkin tedbirleri almamız gerekiyor. Kendimize rastgele birlikte odada cama benzeyen korunaklı semt belirlemeliyiz. Deprem olduğunda telefon şebekeleri gideceği için rastgele birlikte familya birlikte mukarenet noktası belirlemeli, sarsıntı çantası hazırlanmalı. Bence en ehemmiyetli nesne eğitim. Eğitimde ayrıntılar verdiğimiz birlikte bilgiyi katiyen unutmuyor. O sebepten başta küçüklere ilkokuldan başlayarak depremde ne yapılması gerektiği öğretilerek bilgelik birikimi sağlarsak gelecekte binaların henüz katı olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Turan Bulut