Ankara
Anayasa Mahkemesi (AYM), sanki "öz yönetim" ilanı meydana getirilen matbuat açıklamasına eklenmiş bulunan emektar Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Seyid Narin'in, terör örgütüne örgen olma suçundan cezalandırılması hasebiyle anlatım özgürlüğünün ihlal edildiğine bağlı başvurusunu reddetti.
Resmi Gazete'de arazi meydan karara layıkıyla Narin hakkında, kamuoyunda "hendek olayları" adına aşina dönemlere emsal mevrut müşterek matbuat açıklamasına alınması zımnında devletin birliğini ve yurt bütünlüğünü kesme suçundan sormaca başlatıldı.
Soruşturma kapsamında 3 devir gözaltında tutulduktan sonradan tutuklanan Narin dirlik Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde sorun açıldı. Yargılama etabında boşaltma edilen Narin'e, "PKK terör örgütüne örgen olma" suçundan 10 sene 15 ay dam cezası verildi, hükümle beraberce de tutuklanması kararlaştırıldı.
Yerel mahkemenin kararının kesinleşmesinin arkası sıra Narin, müşterek matbuat açıklamasına dinleyici adına katılmasının terör örgütüne örgen olma suçundan mahkumiyette tutanak adına kullanılması hasebiyle anlatım özgürlüğünün ihlal edildiğini ati sürerek, Anayasa Mahkemesine adalet ihlali iddiasıyla ferdî müracaatta bulundu.
Başvuruyu mülaki Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 26'ncı maddesinde garanti dibine tahsil edilen anlatım özgürlüğünün ihlal edilmediğine değişmeyen verdi.
Kararın gerekçesinden
Anayasa Mahkemesinin sonucunda PKK'nın müşterek terör örgütü bulunduğu ve örgütsel faaliyetleri kapsamında 2015'te örgütün ve yukarı düzem yöneticilerinin sanki "öz dümen duyuru edilmesi" noktasında izahat meydana getirdiği anlatım edildi.
Narin'in de "öz dümen ilanı niteliğini haiz müşterek matbuat açıklamasına" katılmış bulunduğu dökme kararda, "Söz konusu matbuat açıklamasındaki görüşler açıklamanın yapıldığı bağlamla beraberce değerlendirildiğinde bu açıklamalarla PKK'nın öz dümen duyuru edilmesi yönündeki emirleri adına getirilmekte, ilçede silahlı çelim kullanmaya davet cihazı yapılmaktadır." denildi.
Açıklamanın, terör örgütü PKK ile asayiş güçleri arasındaki çatışmaların arttığı müşterek çağda yapıldığına ayraç edilen kararda, matbuat açıklamasının akabinde Sur ilçesinde vahametli hüküm olaylarının yaşandığı bildirildi.
"Basın açıklamasının içerisinde ne olduğunun Sur ilçesinde şiddetin artmasını motivasyon etmiş bulunduğu ve devlete dirlik hüküm kullanımının muktezi ve muhik bulunduğu düşüncesini zarfında barındırdığı değerlendirilmiştir." ifadesinin arazi almış bulunduğu kararda, şunlar kaydedildi:
"Bunun indinde bahis konusu matbuat açıklamasının insanları, agresif adına yayınlanan devlete dirlik şiddete başvurulmasının muktezi ve muhik bulunduğu hususunda bilinçlendirmeye ve terör saldırıları düşüncesince cesaretlendirmeye olanak sağladığı, müşterek terör örgütünün sesinin kitlelere duyurulmasına misyon etmiş bulunduğu ve terör suçunun işlenmesi tehlikesine kere anahtar müşterek mesajın kamuoyuyla paylaşılması durumunda bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır. Öte taraftan Anayasa Mahkemesinin değerlendirmelerine layıkıyla terör olaylarının arttığı alanda mevcut müşterek ilçenin şehremaneti reisi bulunan başvurucunun nice il yahut ilçede matbuat açıklaması ismi altında meydana getirilen öz dümen ilanlarından haberli olmaması ve katılmış bulunduğu matbuat açıklamasının sonuçlarının da benzeri olacağını değerlendirmemesi imkansızdır."
Yerel mahkemenin ilgilendiren ve tam gerekçelerle başvurucunun mahkumiyetine değişmeyen vermesinin demokratik maşer düzeninin gereklerine muhalefet adına bildirme edilemeyeceği tamlanan kararda, şu ifadeler arazi aldı:
"Başvurucunun katılmış bulunduğu matbuat açıklaması hemen sonra yaşanmış bulunan hüküm olaylarının vahametli müşterek hasep taşıması, bunun da ötesinde bahis konusu endişe açıklamasının baş döndürücü sayıda asayiş görevlisinin, çırçıplak vatandaşın ölümüne ve yaralanmasına, ağırbaşlı maddesel kayıpların meydana gelmesine illet bulunan çatışmaların yaşandığı müşterek çağda teşekkül direktifiyle yürütme edilmesi hususları beraberce değerlendirildiğinde başvurucunun terör örgütüne örgen olma suçundan 10 sene 15 ay dam cezası ile cezalandırılması şeklindeki müdahalenin mecburi sosyal müşterek ihtiyaca yanıt geldiği kabil mütenasip da olduğu, müdahalenin demokratik maşer düzeninin gereklerine karşıt bulunmadığı kararına ulaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklayan gerekçelerle anlatım özgürlüğünün ihlal edilmediğine değişmeyen vermiştir."
