Ankara
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AA muhabirine 27 Nisan e-muhtırasına bağlı meydana getirdiği değerlendirmede, "Muhtıra, geleneğinin akıbet halkası şekilde tarihteki yerini aldı." ifadesini kullandı.
27 Nisan'daki muhtıra girişiminin birlik anlamıyla muhtıra olamadığını tamlayan Çelik, "İlk kat Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir hükümet, ona karşılık verdiği düşüncesince muhtıra olması düşüncesince meydana getirilen bu tevessül bir kağıt parçasına döndü. Bu baş döndürücü ehemmiyetli bir bilinçlilik bizim politik tarihimizde." diyerek konuştu.
Türkiye'nin politik tarihinde genel anlamda muhtıra verildikten sonraları hükümetlerin bunu kabullendiğini ve siyasetin ayarının o muhtıranın kodları üstünden belirlendiğini özetleyen Çelik, sonrasındaki rastgele bir politik gelişimin de muhtıra kodları üstünden değerlendirildiğini dile getirdi. Çelik, "Bir bakıma kerteriz noktasıydı muhtıralar çırçıplak yöntem için. Sivil siyasetin bir bakıma DNA'sını, psikolojisini belirliyordu. İlk defa, Cumhuriyet tarihinde bir hükümet, o devir Cumhurbaşkanı'mız Başbakan şekilde bunu hükümetimiz arka çevirdi ve muhtıra şekilde tarihe geçecek bilinçlilik bir kağıt parçasına döndü." dedi.
Sistemin emektar dönemlerden beri, ilkin er asıllı cumhurbaşkanlarını hükümetin üstünde bir vasilik ara bulucu şekilde kullandığını, derhal sonra da bunun ayrıksı ek mekanizmalarla desteklendiğini kail Çelik, "Anayasanın üstünde Milli Güvenlik Kurulu oluyordu, bunun beraberinde yargının vesayeti, askerlerin gazetecilere verdiği brifing. O vakitler o dönemdeki politik avlu şekillenirken az imdi çırçıplak yöntem diyerek bir bilinçlilik kalmamıştı. Siyaset bu muhtıra siyasetinin sınırları içinde yaşayabilen, soluk alabilen bir dünya malı biçimine dönüşmüştü." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti zamanında en baş döndürücü aksan meydana getirilen kavramlardan birinin "sivil siyaset" olduğuna dikkati çekici Çelik, "Sivil siyasetin özerkliği, çırçıplak siyasetin güçlendirilmesi, çırçıplak siyasetin gücünün pekiştirilmesidir. Bu şu demekti, kısaca rastgele bir halde askeri bürokrasinin muhtıralar eliyle siyaseti belirlemesi, ülkeyi yönlendirmesi kabil bir bilinçlilik bahis konusu olmasın diye. Bunlar elbette Türkiye'ye baş döndürücü teessürat ödetmiş, bedeller ödetmiş süreçlerdir." diyerek konuştu.
27 Nisan'daki teşebbüsün bir bakıma cumhurbaşkanlığı seçiminin kodlarını tespit etmek amacıyla yapıldığını kail Çelik, ayrımsız günün gecesi buna bir karşılık hazırlığının doğrudan başladığını anımsattı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın o tün telefonlara çıkmadığını ve bu durumun devrisi sabaha derece türlü bahanelerle hakeza bitmeme ettiğini özetleyen Çelik, devrisi gün, hükümet yerine bir izah yapılacağı basına duyurulduktan sonraları devir yapıldığını belirtti.
"İlk kat Cumhuriyet tarihinde bir muhtıra akamete düçar oldu"
Muhtırayı yayınlayanların hükümetin buna karşılık vereceğini matematik edemediklerini vurgulayan Çelik, "Neticede evvela kat Cumhuriyet tarihinde bir muhtıra akamete düçar oldu. Dolayısıyla bir bakıma muhtıralar sürecinin aha akıbet halkası, kapanması benzerinden bir durum. Eğer hükümet karşılık vermeseydi, bazı bazı Amerikan Başkanları düşüncesince 'topal ördek' ifadesi kullanılmaktadır ya, esasen bu, hükümetleri sakatlayan, hükümetleri esas bir hükümet olmaktan çıkaran bazısı saldırılar şekilde bu muhtıralar rastgele bir devir gündeme gelmiştir." ifadesini kullandı.
Çelik, muhtıranın bildirme edilmesi ve karşılık verilmemesi şeklinde bedence mevcud hükümetin siyaseten namevcut mesabesinde olacağını belirterek şöyleki bitmeme etti:
"Zaten bu bir duruma getiriyorlardı, bu halde evvela bir halde bir davranış koyuyorlar, ondan derhal sonra Cumhuriyetin tehlikede olduğunu, işlerin baş döndürücü kötüye gittiğini, iri bir düzenlilik tehdidi olduğunu, vakaya el bırakmak gerektiğini, basının da desteğini yanlarına alarak tabir ediyorlar. Ondan sonraları doğrudan düzenleme bir halde bazısı ayrıksı kurumlardan izah yapılmaya başlanılıyor. Bir bakmışsınız sıfır bir bilinçlilik yüzünden dünya iri bir stresin içine girmiş ve eksiksiz kurumların okları zat amirleri durumundaki hükümete çevrilmiş. Böylesine kaotik, böylesine amorf, şekilsiz, ilkesiz bir proses üretiyorlardı. 27 Nisan'da yeniden bunu hazırlamaya çalıştılar, 'cumhurbaşkanı şöyleki olmalı, bazısı kaygılarımız mevcut bu konularda' dediklerinde hükümet, evvela kat Cumhuriyet tarihinde karşılık verince bu politik yaşamımız açısından bir dönüm noktası oldu. Bence demokrasinin Türkiye'de yerleşikleşmesinin ehemmiyetli dönüm noktalarından bir tanesidir."
AK Parti Sözcüsü Çelik, imdi evvela katıldıkları bir MKYK toplantısında gır aldığını hatırlatarak şunları kaydetti:
"'Bugün baş döndürücü ehemmiyetli bir gün' demiştim. Sebebi şu evvela kat dikkatimi çekti, o devri kastederek söylüyorum, nüfuz partisinin MKYK'sini izleyen gazeteci sayısı Milli Güvenlik Kurulunu izleyen gazeteci sayısından imdi fazla. Çünkü o devir hatırlayın, demincek bunlar geride kalmış olduğu düşüncesince güzel hatırlanmıyor, Türkiye nefesini tutuyordu rastgele bir ay, Milli Güvenlik Kurulundan Milli Güvenlik Kurulu'na yaşıyordu. Milli Güvenlik Kurulundan hükümete elbette bir emir çıkacak, elbette bir sefer koyulacak gibisinden, nedeniyle orada ulusal düzenlilik haricinde yalnızca seçme çırçıplak hükümete gönül rahatlığı kısıtlamaların ve yönlendirmelerin konuşulmuş olduğu bir düzenek bahis konusu oluyordu. İşte en akıbet 27 Nisan'da buna tevessül edildi orada karşılık verince de o bir muhtıra edinmek amacıyla kurmaca o tevessül kağıt parçasına döndü."
