Lübnanlı Türkmenler asırlardır dillerini ve kültürlerini yaşatıyor

Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim döneminden buyana Lübnan'da yaşadıklarını anlatım fail Türkmenler, aradan sabık ilkokul asra karşın öz aralarında Türkçe konuşmaya ve göreneklerini yaşatmaya bitmeme ediyor.

Dünya - 2 yıl önce

Trablus

Lübnan'daki Türk varlığının aşırı eskilere dayandığı biliniyor. Çoğunluğu ülkenin kuzeyindeki Akkar ve Trablus şehirleri civarındaki köylerle, Beka Vadisi'ndeki beldelerde canlı Türkmenlerin birileri buraya Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi esnasında geldiklerini söylüyor. Kimileri ise buradaki varlıklarının elan da önceye dayandığını belirtiyor.

Bulundukları yerlerin nüfusuna göre sayılarının az bulunmasına ve Arapların yaşamış bulunduğu yerleşme birimleri ile çevrelenmelerine karşın Lübnanlı Türkmenlerin bir çok çok hâlâ Türkçe konuşuyor.

Bulundukları yerleri Türkçe sözcüklerle anıyorlar

Hatta bulundukları bölgelerdeki arazilere "ağaçlık", "karpuz yeri", "bağlık", "öte yüz", hacı baba" "güney" üzere Türkçe adlar vermişler.

Lübnan'da canlı Türkmen ailelerinin birçoğunun adı de "Karanuhlu", Karaalili", "Doğanlar", Ekinler", "Karahametli", "Kadınlı", "Göceli" ve "Özdemir" üzere Türkçe kelimelerden oluşuyor.

Beka Vadisi'ndeki Şeyhmiyye köyünde AA muhabirine mütekellim 28 yaşındaki Şakir Bazan, köylerinin ağız ağıza Türkmen bulunduğunu ve Karakoyunlu aşiretine mensup olduklarını söyledi.

Eskiden Suriye ile Lübnan ortada yörük olarak, hicret ederek yaşadıklarını anlatım fail Bazan, "Biz burada obada yaşıyoruz. Buradan beş altı bin eş çıkar. İşimiz iyi. Ama aşırı birlikte tomar gereksinimlerimiz var. İnşallah gönlümüz, umudumuz büyük. Türkiye'nin devletine, büyüğümüze esenleme olsun. Çok aşırı katışıksız olsunlar." niteleyerek konuştu.

Lübnan'ın kuzeyindeki Akkar vilayetine ilişkin bulunan Suriye sınırındaki Türkmen köyü Kavaşra'da canlı Halid Esad da, Türkçeyi anne dili adına ailesinden öğrendiğini belirtti. Esad, 5 binden birlikte tomar nüfusa cemaat Kavaşra halkının tamamının Türkmen bulunduğunu söyledi.

"1516'da Yavuz Sultan Selim ile buraya geldik"

Atalarının asırlar evvela bu alana yerleştiğini kaydeden 63 yaşındaki Esad, şunları anlattı:

"1516'da Yavuz Sultan Selim ile buraya geldik. O bizi buralara Suriye, Lübnan ve Filistin sahiline kıymetli, ehemmiyetli mühim bölgelere yerleştirdi. Bugün konuştuğumuz Türkçe atalarımızdan, anamızdan, babamızdan öğrendiğimiz Türkçe. Ben küçükken Kavaşra'da insanoğlu Arapça bilmiyordu, hemen Türkçe biliyorlardı. Yani birlikte Arap gelse onunla Türkçe konuşurlardı. Çünkü Arapça bilmezlerdi. Ben buna gözümle tanık oldum."

Çocukları Türkçeyi unutmasın niteleyerek Türkiye'den sarıklı istem ettiklerini aktaran Esad, 2008'den itibaren Yunus Emre Enstitüsü Beyrut Türk Kültür Merkezinin kendilerine sarıklı göndermeye başladığını belirtti. Esad, kendilerinin beraberinde Aydamon, Huvara, Dınniye, Trablusşam, Beyrut ve Beka üzere Türkmenlerin bulunduğu değme yere Türkçe öğretmenlerinin geldiğini kaydetti.

Âdetlerinin komşuları Araplardan değişik bulunduğunu anlatım fail Esad, "Bayramlarda dedelerimiz babalarımız hepimiz giderdik önceki evvela neşe namazını kılar sonradan şişman biçimde muhtarın evine masraf bayramlaşır ordan da gine şişman biçimde tamamı evleri birlikte tane hiç görüşme bedel bayramlaşırdık. Bu aşırı önemli, insanoğlu değme daim yekdiğeri ile selamlaşıyor. Bu aşırı elleme birlikte olay. İslam'ın fikrinin temelidir yani." niteleyerek konuştu.

"İlk 1987'de Türk Büyükelçiliği ile bağlantı kurdum"

Suriye'nin Humus şehrinde aşırı Türkmen bulunduğunu ve Lübnan'ın Beka bölgesindeki Türkmenlerin de oradan geldiklerini kail Esad, "Yaklaşık 300 sene evvela gelmişler. Sınır yoktu eskiden. Osmanlı insanoğlu ortada uç koymazdı. Böyle görüş falanca farkını kimesne bilmezdi. İnsanlar nerede otlak var ise oraya giderdi. Mesela tığ de Kamo Dağı'na giderdik yaylaya yazın." ifadelerini kullandı.

Askeriyede mayın uzmanı adına çalışmış bulunduğu çağda heyetler şeklinde değişik devletlerin büyükelçiliklerini görüşme ettiklerini anlatım fail Esad, önceki adına bu biçimde Beyrut'taki Türk yetkililer ile iletişime geçtiğini söyledi.

Lübnanlı Türkmen, laflarını şu biçimde sürdürdü:

"Hayatımda değme daim hayalet ederdim, bu benim düşümdü. Türkleri birlikte gündüz elbette burada göreceğim. Cumhurbaşkanlarımız, başbakanlarımız, Türk insanı elbette uçaktan inecek ego onları kucaklayacağım diye. Küçükken toprakta canlandırırken bunu düşünürdüm. Allah da bunu bana baht etti. Çok şükür Allah'a. İlk 1987'de Türk Büyükelçiliği ile bağlantı kurdum. Bana aşırı bası yaptılar irtibatımı keseyim niteleyerek Türkiye ile. 'Siz al çizgiyi geçtiniz' dediler bana askeriyede. Ben de rızkım Allah'ın beraberinde dedim ve Türkiye'yi seçtim. 'Siz Lübnan'ın çıkarı düşüncesince değil Suriye diyeti düşüncesince bana bu baskıyı yapıyorsunuz, dilerseniz beni kovun askeriyeden' dedim."

"Eskiden tamamı âdetlerimiz Türkmen âdetleriydi"

Halil Esad'ın amcasının oğlu Cibril Esad ise, "Eskiden tamamı âdetlerimiz Türkmen âdetleriydi fakat akıbet çağda Araplaşmaya başladık." dedi.

Cibril, geçmişten bugüne yaşadıklarını şu biçimde anlattı:

"Babam bizlere dedelerimiz Türkmen, âdetimiz Türkmen derdi. Düğünümüz, ölümüz, bayramımız değme daim Türkmen âdetlerine göreydi. Hatta dans (dansımız) Türkmen dabkesiydi (halayıydı). yaşlı hanımlarımız değme daim bilirdi bu Türk dabkesini. Araplar kız almaz vermez, birbirimizden evlenirdik. Sonra açıldık evlenmeye başladık birbirimizden. Çocuklarımıza okulda Türkmence konuşmayın dediler unutturmaya başladılar. Kendi aramızda hâlâ Türkçe konuşuruz ama."

Araplarla da elleme ilişkilere cemaat olduklarının altını çizen Cibril, "Araplarla tığ birlikte dindeniz, kardeşiz. Aramızda birlikte dava yok." dedi.

Cibril, Diriliş Ertuğrul dizisinin Türkmenlerin temel noktasını her insana tanıttığını, dizide gösterilenler ile zat âdetlerinin ağız ağıza ayrımsız bulunduğunu belirtti. Lübnanlı Türkmen, diziyi izleyen Arapların kendilerine, "Sizin aslınız, dedeleriniz var" dediklerini aktardı.

Türkiye bursları ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde okuyan Gülay Esad da, Türkiye ile Lübnan arasındaki ilişkilerin değme devir elleme olmasını arzuladıklarını ve bunun düşüncesince efor göstereceklerini dile getirdi.

Resmi birlikte sayım bilimi bulunmasa da Lübnanlı Türkmenlerin sayısının 50 binden birlikte tomar bulunduğu kestirim ediliyor.

Haftanın Öne Çıkanları

Geçmişten bugüne makbul sağlık teçhizatlarını Sakarya'daki müzede öğreniyorlar

2022-02-15 12:51 - Yaşam

İzmir Adliyesi saldırısında bombaları getiren kuşkulu düşüncesince savca hazırlandı

2022-02-14 13:43 - Gündem

Seyir sırasında yangın çıkan lüks araç hamile gemi Atlas Okyanusu'nda sürükleniyor

2022-02-18 23:00 - Dünya

Assan Alüminyum sürdürülebilirlik emekleri full sertifikasyon aldı

2022-02-14 20:19 - Ekonomi

Hun Yenilenebilir Enerji'nin hisseleri 1,82 liradan satışa sunulacak

2022-02-14 22:08 - Ekonomi

Borsa İstanbul, Abu Dabi Borsası'na uygulayım bilimi ihraç edecek

2022-02-15 14:29 - Ekonomi

EPDK'den elektrik tarifelerine bağlı açıklama

2022-02-14 02:33 - Ekonomi

Türk astronomlar uzayda dü gezegen keşfetti

2022-02-14 11:42 - Teknoloji

Turkcell, dijital dönüşüm çalışmalarına SAP Türkiye teşrikimesai ile ivme kazandırdı

2022-02-14 16:20 - Ekonomi

Rumeli Türkülerinin sevilen ismi Arif Şentürk hayatını kaybetti

2022-02-15 21:53 - Gündem

İlgili Haberler

Netanyahu, dünkü başbakanlığı çağında İsrail'i "çalkantılı müşterek sürece" sürükledi

13:08 - Dünya

Ukrayna: Rusya, şeb 7 bölgenin enerji altyapısına saldırılar düzenledi

11:08 - Dünya

Pakistan'dan Türkiye'ye 8 bin 200 kışlık çadır haiz ikinci gemi yola çıktı

09:07 - Dünya

Pentagon'un, ABD'nin muhtemel Rus savaş suçu kanıtlarını Lahey'e iletmesini engellediği

06:06 - Dünya

Cezayir'den Fas yönetimine: Ordumuz sınırlarımızı korumaya hazır

05:07 - Dünya

Günün Manşetleri

İzmir'de feribot yol ücretleri zamlandı

15:08 - Gündem

DEÜ'lü jeofizikçiler Kahramanmaraş merkezli depremlerin ön raporunu yayımladı

12:07 - Gündem

Prof. Dr. Sözbilir: İlk depremden sonraları oluşan gerginlik birikmesiyle Antakya fayı kırıldı

23:06 - Gündem

Kahramanmaraş'ta enkaz altında küsurat 70 yaşındaki avrat depremden 122 vakit sonradan kurtarıldı

07:05 - Gündem

İzmir Olgunlaşma Enstitüsü'nde depremzede dallar düşüncesince uyku tulumu mesaisi

13:07 - Gündem