İstanbul
Şişli'de müşterek otelde planlı "Yaşadığımız Deprem Felaketi ve Türk Nefroloji Derneği" başlıklı matbuat toplantısının açılışında mütekellim Prof. Dr. Yıldız, Türkiye'nin depremle ilgilendiren güç eyyam yaşadığını söyledi.
Prof. Dr. Yıldız, bu yılki "Dünya Böbrek Günü" ana konu içinde ne bulunduğunun bu gelişmelerin ışığında "deprem ve böbrek", "deprem ve nefroloji" başlıklarında yakalamak istediklerini söyledi.
Depremin kestirmece 13 milyon insanoğlunun yaşamış olduğu açık müşterek bölgede olduğuna, bu bölgede diyaliz tedavisi gören nice hastanın bulunduğuna dikkati çekici Yıldız, şöyleki bitmeme etti:
"Deprem de böbrek sağlığı açısından ehemmiyetli müşterek konu, diyaliz hastalarının diyalize algı sorunudur. Hastalar haftada üç kere gireceğine dü ayrıca müşterek kere diyalize girdi. Bütün hastalara yeteri kadar, en azından yaşamda kalabileceği denli diyaliz desteği sağlanabilsin sanarak diyaliz merkezleri 7/24 çalıştırıldı. Bu biçimde insanların yaşama tutunması sağlanmaya çalışıldı. Kısıtlı sayıda otomobil ile tamamı hastalara diyaliz desteği verilebilmesi düşüncesince hastaların başta potasyum dair aşırı ağırbaşlı engellemeler uygulayarak, 2 sayaç kabil endamsız sürekli diyaliz, haftada müşterek yahut dü biçiminde diyaliz sıklığını dökmek biçiminde icraat gerekir. Diyaliz merkezinin 7/24 çalışmasını getirmek aşırı önemlidir."
"Göçük altından kurtarılıp ezilme sendromu gelişen insanlara diyaliz tedavisi gerekir"
Türk Nefroloji Derneği Renal Afet Grubu Başkanı Prof. Dr. Serhan Tuğlular ise depremlerde yıkılan yapıların altında artan insanların çökmüş altında sıkıştığı durumlarda uzuvlar, çocuklar ile bacaklarda yahut gelişigüzel ikisinde ansızın ezilme meydana geldiğini tabir etti.
Prof. Dr. Tuğlular, "Depremzede çökmüş altından kurtarıldığında ezilen adale dokusundan açığa çıkan kimi maddeler dolaşıma karışarak anide ölüme bozukluk olabilir. Bu dokunaklı bir hale 'kurtuluş ölümü' denmektedir. Yine bu maddeler, böbrek hasarına minval açabilmektedir. Göçük altından kurtarılıp ezilme sendromu gelişen insanlara müşterek müddet diyaliz tedavisi gerekir." sanarak konuştu.
Depremlerde yaralananların kestirmece yüzdelik 2-3'ünde ezilme sendromu görülebildiğini vurgulayan Tuğlular, "İşte bu bir hale tababet topluluğunda 'böbrek felaketi' denir. Depremlerde çökmüş altında kalmış şekilde ölümsek yaralanmalara ilişkin ölümlerden sonradan en yoğun ahiret yolculuğu sebebi bu ezilme sendromudur. Afetzede hastalar hastanelere nakledildiklerinde hastanelerin diyaliz kapasitesinin organizasyonu gerekir. Çünkü birden, normal yıllardan aşırı ayrımlı kendisine ve kitlesel müşterek sayıyla diyaliz gerekebilir." değerlendirmesini yaptı.
Türk Nefroloji Derneğince Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever önderliğinde 1999 Marmara Depremi hemen sonra edinilen tecrübelerden geleceğe müteveccih derslerle "Renal Afet Koordinasyon Sistemi" kurulduğunu dile getiren Tuğlular, afetlerin tahripkâr enerjisini azaltmanın en ehemmiyetli yolunun ilkin mücehhez olmaktan geçtiğini anlattı.
Prof. Dr. Tuğlular, Kahramanmaraş merkezli sonuç depremlerin henüz önceki görmedikleri müşterek boyutta bulunduğunun altını çizerek, "Bu süreçte yörede vakayiname diyaliz hastalarını onama edebilecek öbür merkezlerin hasar vaziyeti bilgisi alınarak, hangisinin, müteaddit hastalanmış alabileceğinin planlaması da yapılmaya çalışıldı. Bu icraat 'Renal Afet Gücü' içerisindeki iş kısmı ile gerçekleştirildi. Kesin sıfır sayılara göre, bu süreçte 1500’ten müşterek tomar ezilme sendromlu hastalanmış izlenmiş, 800'den müşterek tomar insana bölgede ve atıf edildikleri vilayetlerde defaatle diyaliz yapılmıştır. Bugün bakımından ne bahtiyar bizlere ki bu hastalardan bir çok çok taburcu olmuştur." biçiminde konuştu.
Toplantıda, cemiyet ve hile oturmuş üyeleri ile bilirkişi doktorlar, alan izlenimlerini, geri hizmet dayanaklık etmek koordinasyonunu, kıyamet bölgelerinde neler yaptıklarını ve bu depremden çıkarılması müstelzim derslerimizi anlattı.