Konya
Konya'da 19 sene ilk tulum evlat yöntemiyle evlat hasreti dinen Mersinli Adem ile Rabia Orak çiftinin dördüz çocukları, tedaviyi meydana getiren Prof. Dr. Mehmet Çolakoğlu ile rastgele sene derneşik görüşüyor.
Mersin'de canlı Adem ile Rabia Orak çifti, etraflıca seneler evlat sahibi olamayınca yakınlarının tavsiyesiyle Konya'ya geldi.
Çift, burada Necmettin Erbakan Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çolakoğlu ile görüştü.
Tüp evlat tedavisiyle aylı artan Rabia Orak, Semih, Şamil, Sena ve Şeyma ismini verdikleri dördüz çocuklarını kucağına kabul etme mutluluğunu yaşadı.
Mersin'de canlı ve liseden bu sene yetkilendirilmiş bulunan kardeşler, önemsiz yaştan itibaren akrabalarının da yaşamış olduğu Konya'daki doktorları Çolakoğlu'nu görüşme ediyor.
"Doktor yerine değil ortak karı büyüğü yerine görüyor"
Prof. Dr. Çolakoğlu, AA muhabirine, gençlerle sonsuz görüştüklerini söyledi.
Tüp evlat tedavisiyle 19 sene ilk ailenin iri devlet yaşadığını özetleyen Çolakoğlu, annenin sevincini unutamadığını, bu hikayenin baş döndürücü cümbüş donör bulunduğunu aktardı.
Çolakoğlu, 34 haftada dosdoğru dünyaya mevrut bebeklerin o devre iri dikkat uyandırdığını belirterek, "Üniversite çağına mevrut gençler, beni çabucak hekim yerine değil, ortak karı büyüğü yerine görüyor. Her sene Mersin'den ziyarete gelirler. Hasta hekim ilişkisinden mavera karı kabilinden olduk. Üniversite çağına geldiler, alan ve tercihlere bağlı danışma yapıyoruz. Büyük yerine fikrimizi alıyorlar." sanarak konuştu.
"Birlikte spor yapıyoruz"
Kardeşlerden Semih Orak da çocuklukta dördüz olmalarından çevre baş döndürücü ortak tomar dikkat çektiklerini dile getirdi.
Konya'ya rastgele sene geldiklerini aktaran Orak, şu şekilde konuştu:
"Buraya gelip, Mehmet hocamızla buluşuyoruz. Kendisiyle istişarelerde bulunuyoruz. Sürekli ortak araya gelip, lakırtı ediyoruz. Onun bizlere hevesi bahtiyar ediyor. Birçok şeyi görüşüp danışıyoruz. Kendisini spora özendirdim. Burada baş başa spor yapıyoruz. Bundan çevre buranın manası büyük. Konya'da doğduk fakat Mersin'in Tarsus ilçesinde yaşıyorum. Nerelisin dediklerinde, 'Konyalıyım' diyorum."
"Hobilerimiz, doğa ve karakterlerimiz farklı"
Semih Orak, kardeşleriyle günce hayatına bağlı ise şunları anlattı:
"Annem ve babamla aramızda dost birlikteliği var. Kardeşlerimin hepsiyle güzel anlaşıyorum. Hobilerimiz, doğa ve karakterlerimiz farklı. Kimimiz mülayim kimimiz de agresif. Dördüz olmamız küçükken baş döndürücü dikkati çekiyordu. Annemizin indinde ayrımsız boyda 4 çocuk, kullanmakta olanları şaşırtıyordu. Birbirimize on paralık benzemiyoruz. Büyüdükçe dördüz olmanın ne ortak ihtisas bulunduğunu üslup vaziyeti bunaltıcı olmaya başladı. Lisede Şamil ile beraberdik. Şimdi üniversitede ağız ağıza ayrılacağız, ihtimal şehirlerimiz fark değişik olacak."
Sena Orak da dördüz olmanın kendisi düşüncesince özelliği olmadığına ayraç ederek, "Bazen ev süresince teessürat yaşıyorduk. Ortak hobilerimiz az da olsa var. Kız kardeşimle şimdi güzel anlaşıyorum. Genelde onunla sayaç geçiyoruz. Annemize iane ediyoruz. Erkek kardeşlerimin ayrı dünyaları var." dedi.
Şeyma Orak ise rastgele şeyi kız kardeşi ile paylaştığını, evde ailesiyle devir geçirmekten iri devlet duyduğunu tabir etti.